Oksijen yaşam için gerekli en önemli maddedir. Bu madde
akciğerlerden kana, kandan da hücrelere geçer. Oksijenin alındığı havanın
kesilmesi hâlinde boğulma ile ölüm meydana gelir.
İnsanoğlu tipik bir kara yaratığı olup yaşamakta en çok
zorluk çektiği ve en zayıf olduğu ortam sudur. İnsan vücudunun su içerisinde
sadece fazladan ortalama 1,5 kg’lık bir kaldırma gücü vardır. Bu da takribi 1,5
dm³ olup bir yetişkin insanın yüzünün hacmi kadardır. Yüzen kişi ek bir
kaldırma kuvveti yoksa bu fazlalık kaldırma gücünü nefes almak için yüzünü su
üstünde tutmakta kullanır. Baş geriye kaykılmış vaziyette vücut dik olarak
tutulur ve yüzün su üstünde kalmasını sağlanır. Eğer ciğerlerdeki hava
boşaltılırsa bu kaldırma gücü de kaybolur. Şekilde yüzme bilmeyen ve can yeleği
olmayan panik içindeki bir kişinin boğulmasındaki aşamalar gösterilmektedir.
- Panik içinde
çırpınmakta,
- Ciğerlerinde
yeterli havayı tutamadığından batmakta,
- Başı su altında
nefes almaya çalıştığından ciğerlerine su dolmakta,
- Beyin yeterli
oksijeni alamadığından şoka girmekte ve
- Kalbi durarak
ölüm gerçekleşmektedir.
1.2.
Can Yeleği
Can yeleği, onu kuşanmış bir kazazedenin boğulmasını
engellemek için yüzünü yukarıda olacak şekilde çevirip su üstünde kalmasını
sağlayan bir can kurtarma aracıdır.[1]
Eğer bir kişi şuursuz durumda su içerisindeyse yüzdürme
merkezi karın bölgesinde olur ve kişi yüz üstü, yarı katlanmış olarak su içinde
durur. Bu durum yapay bir yüzdürücü kullanılarak düzeltilebilir. Göğse
yerleştirilen yeterli büyüklükte bir yüzdürücü vücudu su seviyesine çıkartır ve
çevirerek sırt üstü olacak şekilde tutar. Boyun altına konacak yeterli fakat
çok büyük olmayan bir yüzdürücü de başı su seviyesinin üzerine çıkartarak rahat
nefes alacak bir şekilde tutar.
Eğer boyun altına konan yüzdürücü gereğinden fazla büyük
olursa tam tersi işlev görür ve başın yüzüstü su içinde kalmasına sebep olur.
Normal olarak gerek vücudun su seviyesine çıkması gerekse başın suyun üzerinde
kalmasını sağlayabilecek bir yüzdürücü en azından 7.5 kg yüzdürme kapasitesine
sahip olmalıdır.
Şekilde gösterilen can yeleğinin oluşturduğu kuvvetleri
şu şekilde değerlendirebiliriz.
·
Can
yeleği giymemiş, su yutmamış, şuursuz olarak su içinde duran kazazede,
·
Göğse
yerleştirilmiş yüzdürücü vücudu çeviriyor,
·
Göğse
yerleştirilmiş yüzdürücü vücudu çevirmiş, su üstünde biraz daha yükseltmiş
fakat ağız suyun altında,
·
Boyun
altına yerleştirilmiş yüzdürücü, başı rahat nefes alacak şekilde su üstüne
çıkarmış.
Can yeleklerinin standartları IMO tarafından LSA’de
belirlenmiştir.
·
Baygın
olarak yüzü su içinde kalan kazazedenin vücudunu sırtüstü pozisyona 5 sn.
içinde döndürebilecek ve ağzını sudan 12 cm yukarıda tutabilecek bir yapıda,
·
Bir
dakika içerisinde kuşanılabilecek basitlikte,
·
Kuşanan
kazazedenin yüzebilmesini ve can kurtarma araçlarına çıkabilmesini
engellemeyecek dizaynda,
·
Kuşanmış
kişinin, en az 4,5 m
yükseklikten atlaması sonucu, üzerinden çıkmayacak, hasarlanmayacak ve atlayan
kişinin yaralanmasına sebep olmayacak biçimde,
·
Şişirilen
cinsleri, bir tarafı patladığında, görev yapmaya devam edebilecek, en azından
iki bölümlü imal edilmiş şekilde olacaktır.
Genel olarak, yüzerliği sağlaması bakımından, katı veya
şişme olarak iki tipi vardır. Ancak, biçimleri ve boyutları bakımından çok
farklıdırlar. Boyna takılanlar, ceket gibi giyilenler, belde taşınıp, tüple
veya ağızla şişirilenler gibi.
Bir can yeleğinin üzerinde olması gerekenler unsurlar
şunlardır.
·
Islanmasına
rağmen kolayca çalınabilecek, bir salvo ile yeleğe bağlı bir düdük,
·
Bütün
yönlerden görülebilen, en az 8 saat süre ile 0.75 mum ışık şiddetini devam
ettirecek bir güç kaynağına sahip ve el ile çalıştırılan bir anahtarı olan, bir
ışık,
·
SOLAS’a
ve ulusal kurallara uygun olduğu yazısı,
·
Işık
yansıtıcı bantlar.
Gemide yaşam yerlerinden uzaktaki can kurtarma
araçlarında veya görev yerlerinde yeterli sayıda can yeleği bulunur. Bunun
dışında gemilerde taşınmasına müsaade edilen her kişi için;
·
1
adet yetişkin,
·
%5’i
oranında yedek,
·
Yolcu
sayısının en az %10’u kadar çocuk can yeleği bulundurulur.
Can yelekleri kolaylıkla erişilebilecek kamara, toplanma
yeri, salon gibi yerlerde bulundurulur. Yolcu gemilerinde bulundurulan ilave
can yelekleri can kurtarma araçlarının yakınında, güverte veya toplanma
yerlerinde can kurtarma araçlarına gidişi engellemeyecek şekilde ve bulunduğu
yer IMO sembolü ile gösterilmiş olarak muhafaza edilir.
Bulunduğu yerlerde ve yolcu ile personelin yoğunlukla
geçtiği yerlerde ayrıca nasıl kuşanıldığını gösteren resimli talimatlarda
bulunmalıdır.
İhtiyaç olduğunda güvenilir bir can yeleği kuşanabilmek
için onlar düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve her kullanım sonunda tatlı
su ile yıkanıp, kurutulup düzenli bir şekilde yerlerine yerleştirilmelidir.
Can kurtarma araçlarının yakında veya kısa sürede
ulaşamayacağı yerlerde, can yeleğini kuşanmamış yüzme bilen bir kişinin hayatta
kalma konusunda yüzme bilmeyenden pek fazla bir şansı olamaz. Hele bu durum
kötü deniz şartlarında olmuşsa yüzme bilmek ile bilmemek arasında hiç fark
kalmaz. Bu neden ile yüzme bilende bilmeyende mutlaka gerekli emniyet
kurallarını uygulamalı, denize düşme tehlikesinin var olduğu tüm durumlarda can
yeleklerini giymelidirler.
1.3.
Uygulama
Can yeleğini kuşanmak için;
·
Yeleğin
baş kısmı yukarıda olacak şekilde, baş can yeleğinin içinden geçirilir.
·
Can
yeleğinin kuşakları belden dolaştırılır.
·
Can
yeleğinin kuşağı önden bağlanır.
Öneriler;
Gemiye ilk gelişte mutlaka can yeleğini kontrol edilmeli,
kuşanılarak bedene göre ayarları yapılmalı ve düzgünce yerine konmalıdır ki
ihtiyaç olduğunda süratli, doğru ve güvenli olarak kuşanılabilsin.
Gemi terk edileceği ana kadar en iyi can kurtarma
aracıdır. Gemi suyun üzerinde yüzdüğü ve içinde bulunduğu acil durum hat
safhada canları tehdit etmediği sürece terki düşünülmemelidir. Bunun
değerlendirmesini en iyi olarak kaptan yapar ve ona güvenilmesi gerekir.
Kaptanın “gemiyi terk yerlerine” emri ve “gemiyi terk” onayı verilmeden gemi
kişisel kaygı ve kararlarla terk edilmemelidir. Kesinlikle kaptan emri
beklenmelidir.
Geminin terk edilmesinin zorunlu olduğu
kararı acil
durumun önlenememesi ve kontrol edilememesi hâlinde son çare olarak sağ ve
bilinçli olduğu sürece sadece kaptan tarafından alınır ve
terk emri verilir.
Kaptan sağ veya bilinci yerinde değilse bu kararı 1.
zabit verir. Kaptan tarafından verilen “gemiyi terk yerlerine” emri kendisi
veya köprü üstünde görevli güverte zabiti tarafından alarm ve anons şeklinde
personel ve yolcuya bildirilir. Gemiyi terk alarmının belirli olması hâlinde
durum müsait değilse anons yapılmayabilir. Gemiyi terk alarmı kesinlikle gemiyi
terk etme emri veya müsaadesi değildir. Gemiyi terk alarmı ile personel ve
yolcu gemi terk için toplanma yerlerine giderler ve gemiden ayrılış için
gerekli hazırlıkları yaparlar.
Kaptan toplanma yerlerine geçiş emri verdikten sonra
gemiyi terk onayını verinceye kadar geçen süre içerisinde;
- Durum müsaitse
gemiyi terk kararını, geminin mevkiini, ölü ve yaralı durumunu, can
kurtarma araçları ve indirilme sorunlarını işletmeye kısa bir mesajla
bildirilir.
- Telsiz
zabiti aracılığı ile yardım çağrısı yapmaya başlar.
- Gemi sabit telsiz cihazları ile
başlatılan çağrılara cevap alınması hâlinde diğer gemilerle ve sahil veya
kurtarma ekipleri ile iletişim kurar, vakit varsa muhabere trafiği devam
ettirilir, kurtarma ekiplerinin gemiye ulaşması hâlinde onlarla ortak
çalışma sağlar.
Gemide iki çeşit toplanma yeri bulunur. Gemiyi terk ve
acil durum toplanma yerleri. Acil durum toplanma yeri bir acil durumda
toplanılıp müdahale için gereken görev dağılımının yapıldığı yerdir. Gemi terk
toplanma yerleri ise gemi terk öncesi toplanılan yerdir. Acil durum toplanma ve
araçlara binme yerleri (gemiyi terk) genelde bir birine ve can kurtarma
araçlarına yakın, yaşam ve çalışma alanlarından kolayca erişilebilir noktalarda
ve o alana toplanacak kişileri alabilecek yeterliktedir. Bu alanlar ve bu
alanlara ulaşım yolları acil durum güç kaynağından beslenen ışıklandırma ile
yeterince aydınlatılır, işaretlendirilir ve nete bulundurulur.
Gemiyi terk yerlerine alarmı çalınca herkes uygun
kıyafetle, can yeleklerini giymiş ve gereken malzemeyi almış olarak role
cetvelinde yazılı filikalarına binme yerlerine giderler. Toplanma yerlerine
giderken işaretli yolları kullanırlar.
Gerçek durumlarda her
şey masa başında konuşulduğu ve planlandığı gibi olamaz. Ne kadar gemiadamı
kendini bu tip olaylara hazır hissetse de gemide gerçekten bir acil durum
yaşanır ve personel ve yolcunun canı tehlikeye girerse çok farklı sorunlarla
karşılaşılabilir. Gerekli tedbirleri almak ve kurallara uymak kaydı ile mümkün
olduğunca gerçek şartlara uygun yapılan role eğitimleri ve hayal gücü ile
yaratılan gerçekçi senaryolar muhtemel farklı sorunlara da hazırlanma imkânı
verir. Gemi terk yerlerine geçerken karşılaşılan genel sorunlar aşağıdadır. Bu
sorunlar önceden düşünülmeli ve gerekli tedbirleri alınmalıdır ki acil durumda
karşı karşıya geldiğimizde sorunsuz aşılabilsin.
·
Yetersiz
aydınlatma
Özellikle havanın
karanlık olduğu zamanlarda geminin terk edilme mecburiyetinde yetersiz
aydınlatma kazalara ve zaman kaybına sebep olabilmektedir. Normal aydınlatmanın
nitelik ve nicelik açısından yeterliliğinin yanı sıra jeneratörlerin çökmesi
hâlinde devreye girecek acil aydınlatma sistemi de yeterli olmalıdır. Toplanma
veya gemi terk yerlerine gidiş yolları can kurtarma araçlarının ve denize
indirme cihazlarının nasıl çalıştığını gösterir talimatlar acil durum
aydınlatma sistemi ile aydınlatılmış olması gerekmektedir[2]. Zamanında kurulmayan veya bakımı yapılmayan yeterli
özellikteki aydınlatma sistemi veya acil aydınlatma sisteminin güç aldığı
akülerin bakımsız ve şarjsız olmaları, çalışmayan
acil durum jeneratörleri, yanmayan ampuller bizleri bir gemi terk
durumunda sıkıntıya düşürecektir. Bu tip sorunların
yaşanmaması için acil durum aydınlatma sistemleri periyodik olarak kontrol edilmeli
ve eksikler tamamlanmalıdır.
·
Kaçış
yolları üzerindeki engeller
Gemi içi çalışma
disiplininin eksikliği veya kişilerin zaman zaman sadece işlerinin bittiğine
bakmaları nedeni ile ortada bırakılan malzemeler acil durumda bizleri birer
engelli koşucu yapmaya zorlayabilir. Gemilerde neta olması gereken toplanma ve
can kurtarma araçlarına binme ve ulaşım yolları bazen boşaltılmayı bekleyen yağ
bidonları, toplanıp kaldırılmamış halatlar, sebze kasaları veya gelişi güzel,
proje harici dikilen dikmelerle kapatılmış olabilir. Böylesi durumlarda da,
geminin terkinde gecikmeler, gereksiz sakatlık ve hatta ölümler olabilir. Bunun
engellenmesi gemideki düzenli çalışma ile sağlanır. Gün içerisinde yapılan
çalışmalar sonunda ortalık toplanmalı tüm malzemeler yerlerine kaldırılmalıdır.
İnsan hayatının
tehlikeye düştüğü anlarda kişiler tüm disiplinlerini kaybedebilir,
öğrendiklerini unutabilir, fevri hareket edebilir ve mevcut tehlikeleri
olduğundan fazla zararlı hâle getirebilirler. Eğitimlerde kişilere paniğe
kapılmamaları öğretilemez. Ancak kişiler ne kadar bilgili ve role eğitimleri
ile olaylara hazır olursa panik de o kadar az olur. Bunun ötesinde can korkusu
gibi güçlü duyguların bastırılabilmesi için kişilerin kendi duygularını da
terbiye etmeleri gerekir.
Yolcu gemilerinde,
çok sayıdaki yolcunun mevcudiyeti, yolcunun gemiyi terk ve denizde canlı kalma
konusundaki eğitimsizliği, tüm can kurtarma araçlarına yeterlikli personel
temin edilememesi gibi nedenlerle, gemi terk edilirken, ciddi problemler
yaşanır. Özellikle panik ciddi sorunlar yaşatır. Hazırlıklı olmayan yolcu ve
eğitimsiz gemi adamı ile ilgili olarak gemi terk edilirken yaşanabilecek
sorunları aşağıda çıkartılmıştır.
o Ne yapacaklarını
bilmez şekilde etrafta koşturarak diğer yolculara ve personele engel teşkil
eder, toplanma yerlerine gitmelerine ve görevlerini yapmalarına engel olurlar.
o Kişisel eşya peşine
düşerek zamanında araca gelemez ve geldiklerinde de araca yük olacak gereksiz
eşyayı beraberlerinde getirirler.
o Toplanma yerini
bulamaz bulsa bile doğrudan gemiyi terk için gördüğü ilk can kurtarma aracına
binmeye çalışarak kargaşa çıkartırlar,
o Can kurtarma aracına
binerken diğer aile fertleri veya arkadaşları ile birlikte olmaya çalışır ve bu
şekilde araca yerleşmede kargaşaya ve gecikmelere sebep olurlar.
o Hayati bir konunun
söz konusu olduğu bu durumlarda öz savunma ve aile fertlerini koruma güdüsü ile
ahlaki ve mantıki kararlar alamaz ve hareket edemez, duyguları ile hareketle
bencil ve kavgacı olurlar.
o Can kurtarma araçlarında
emir komuta altına girmek istemezler bu yüzden disipline uymazlar ve kural
dinlemezler.
o Gerek eğitim ve
disiplin eksikliğinden gerekse moral açısından etkilenmeye daha açık
olmalarından dolayı dayanma güçleri çok düşük olur ve çabuk kontrolden çıkarlar.
Bu yüzden yolcu
gemilerinde, yolcunun kurallara göre eğitimleri sağlanmalı ve gemi terk
edilirken onlara yardımcı olacak elemanlar belirlenmelidir. Bu elemanlar genel
olarak yolcu gemilerindeki hizmet görevlileridir.
2.4.
Uygulama
Gemiyi terk yerlerine geçmek için;
·
Gemiyi
terk alarmı duyulur duyulmaz, çabuk, telaş etmeden ve panik yapmadan yapılmakta
olunan iş bırakılır ve bulunulan yerin ışıklarını açılır.
·
Hareket
kabiliyeti kısıtlamayacak şekilde mümkün olduğunca sıkı giyinilir. (İçte yünlü,
orlon kazaklar, pantolon, üzerinde su geçirmez rüzgarlık, anorak gibi)
·
Mevcut
durumun müsaade ettiği ölçüde su içilir,
·
Mevcut
durumun müsaade ettiği ölçüde az şekerli bisküvi tarzı karbonhidratlı
yiyecekler yenir. (Denizciler kamaralarında genelde bulundururlar)
·
Can
yeleği kuşanılır. (Çok iyi yüzücü olunsa bile mutlaka)
·
Kapıyı
ardına kadar açılarak arkasından kancalanır.
·
Role
cetvelinde yazılı can kurtarma aracına götürülecek malzeme alınır, (Kaplayacağı
alan, zaman kaybı, harekette çıkaracağı zorluklar gibi nedenlerle, can kurtarma
araçlarına, kesinlikle kişisel eşyalar getirilmez. Hele alkollü içkiler
kazazedeye vereceği zararın yüksekliği nedeniyle hiç getirilmez getirilse bile
hemen imha edilir.)
·
Mümkünse
denizde ihtiyaç olabilecek diğer ek malzeme alınır. (Battaniye, su, yiyecek,
naylon torba, ilaç v.s.)
·
Gemiyi
terk yerlerine gidiş bağırılarak haber verilir. (Duymayan ve çalan alarmı
anlamayan yolcu ve personel için)
·
Role
cetvelinde belirtilen gemiyi terk görev veya toplanma yerine geçilir. (en kısa
yoldan başka kişilere engel olmadan)
Öneriler;
·
Hareket
çabuk, telaş etmeden ve panik yapılmadan olmalıdır.
·
Gemi
terk edilirken içte yünlü, orlon kazaklar, pantolon, üzerinde su geçirmez
rüzgarlık, anorak gibi giyecekler uygun olur.
·
Kapıyı
ardına kadar açılarak arkasından kancalanır.
·
Yana
alınacak malzeme role cetvelinde yazılıdır. EPIRB, SART, gemi jurnali, seyir
malzemesi, payroteknik malzeme, halat atma cihazı gibi. Kaplayacağı alan, zaman
kaybı, harekette çıkaracağı zorluklar gibi nedenlerle, can kurtarma araçlarına,
kesinlikle kişisel eşyalar getirilmez. Hele alkollü içkiler kazazedeye vereceği
zararın yüksekliği nedeniyle hiç getirilmez getirilse bile hemen imha edilir.
eğer role cetvelinde getirilmek üzere bir şey yazılmadıysa denizde ihtiyaç
olabilecek battaniye, su, yiyecek, naylon torba, ilaç gibi şeyler alınır.
·
Duymayan
ve çalan alarmı anlamayan yolcu ve personel için geminin bağırılarak, en kısa
yoldan ve başkalarına engel olmadan terk edilmesi gerekir.
3.1.
Can Simidi
Can simidi denize düşen kişiye atılarak o kişinin
kurtarılmasına kadar geçecek süre içerisinde onun su üzerinde kalabilmesini,
yerinin belli olmasını ve kurtarılmasını sağlayan bir kişisel can kurtarma
aracıdır.[3]
Yüzerliği sayesinde kazazedenin su üstünde kalabilmesini,
renk, yansıtıcı bant, duman kandili ve
ışık sayesinde fark edilebilmesini, salvosu sayesinde de kurtarılabilmesini
sağlar. Can simitlerinin genel özelikleri, IMO tarafından belirlenmiştir.
·
Yüzebilir
katı maddelerden yapılırlar.
·
Dış
çapı 80 cm’den büyük, iç çapı 40 cm’den küçük olmazlar,
·
En
az 2,5 kg
ve üzeri ağırlıkta imal edilirler.
·
Tatlı
suda en az 14,5 kg ağırlığındaki demiri 24 saat boyunca yüzdürebilecek güçte
olurlar.
Can simitlerinin üzerindeki işaretler ve donanımlar;
·
Üzerlerine
ait olduğu geminin adı ve bağlama limanı büyük latin harfleriyle yazılır.
·
Kolay
fark edilebilir renktedirler.
·
Üzerinde
kolay görünmenin sağlanması için ışık yansıtıcı bantlar yapıştırılır.
·
Dış
kenarında dört eşit bölüm hâlinde bir can halatı bulunur
Çeşidine göre ışık ve/veya duman kandili ve/veya yüzer
salvolu olarak donatılırlar.Can simitlerinin standartlarında genel anlamda
biçim ve özellik olarak çeşitleri yoktur. Çeşitleri üzerine konulan ek
malzemeye göre belirlenir.
·
Işıklı
·
Dumanlı
·
Işık-dumanlı
(MOB) [4]
·
Salvolu
Can simitlerinin sayısı;
·
Can
simitlerinin sayısı, geminin cins ve boyuna göre değişir.
·
Mevcut
can simitlerinin yarısından fazlası, kendiliğinden yanan ışıklı olur.
·
En
az iki tanesi su hattına olan mesafenin iki katı veya 30 m’den kısa olmamak
kaydı ile yüzer salvolu olur.
·
Yolcu
gemilerinde ışıklı can simidinin sayısı 6’dan az olmaz.
·
Mevcut
can simitlerinden en az iki tanesi “denize adam düştü şamandıralı” (MOB) ve
köprü üstünden çabuk düşürme tertibatlı olur.
Can simidinin konacağı yerin belirlenmesinde kolay
görülüp ulaşılabilme ve kolaylıkla askısından alınıp en kısa süre içerisinde
denize düşen kazazedeye atılabilme özellikleri düşünülecektir.
Can simitlerinin konduğu yerlerin yanlarına yanlışlıkla
farklı özellikle bir can simidinin konmasını engellemek maksadı ile standart
IMO işareti yapıştırılır.
Can simitlerinin konulmasında uyulacak kurallar:
·
Geminin
açık güvertelerine,
·
Geminin
iki yanına, eşit olarak dağılmış vaziyette,
·
En
az bir tanesi kıça yakın olacak şekilde,
·
Daimi
olarak bağlanmadan,
·
Yerlerinden
kolayca alınabilecek bir hâlde, bulundurulurlar.
Çabuk düşürmeli can simidi; köprüüstünden çabuk düşürme
mekanizmalı olan denize adam düştü şamandıralı can simididir. “Denize adam
düştü şamandırası” ise ışık ve duman işaret verebilme özelliğine sahip bir
şamandıradır.
Çabuk düşürme mekanizması genelde meyilli bir tabanı
bulunan içine can simidinin girebileceği büyüklükte bir kafestir. Bu kafesin
içinden enlemesine geçen bir pim can simidinin bu meyilli yerde düşmeden
durmasını sağlar. Seyir sırasında gemiden bir kişinin düşmesi hâlinde köprü
üstü görevlilerinden biri tarafından derhal kafes üzerindeki pimi çeker.
Böylece can simidi meyilli tabanından yuvarlanarak düşer. Can simidi düşerken
bağlı olduğu ışıklı-dumanlı şamandırayı da çekerek takıldığı yerden kurtarır.
MOB Yerinden kurtularak denize düşerken yan tarafında
bulunan bir halka ile gemi arasına sabitlenen bir küçük salvo tarafından halka
çekilerek kopartılır. Bu halkanın kopması duman kandili üzerindeki bir kapağı
açar. Denize düşen şamandıranın duman kandilinin üzerindeki açılan kapaktan
giren deniz suyu duman kandilinin çalışmasını sağlar. Şamandıranın denizde
ağırlık alta gelecek şekilde dönmesi de lamba bataryasının kontağını kapatır ve
yanar söner ışığın çalışmasını başlatır.
3.3.
Can Simidinin Atılması
Can simitleri, denize düşen bir kişi görülür görülmez,
onun yetişebileceği yere, bulunduğu askıdan alınarak gecikilmeden atılır. El
inceli can simidi atılırken, el ince rodası açılıp incenin bir ucu elde kalır
ve öyle atılır. Ancak, amaç sadece kişiye can simidini ulaştırmaksa hiç vakit
kaybetmeden atılmalıdır. Can simidini atarken can simidinin kazazedenin başına
düşmemesine dikkat edilir.
Denize düşen şahsın görülmesi ile hem seyir hâlindeki
geminin kıç tarafındaki salvolu can simidi atılırken bir yandan da köprü üstüne
haber verilir ve MOB şamandralı can simidinin atılması sağlanır.
3.4.
Uygulama
Denize düşen kazazedeye can simidi atmak için;
- Denize düşen bir
kişiyi görülünce derhal köprü üstüne haber verilir,
- Köprüüstünden “Çabuk
Düşürmeli Can Simidi” serbest bırakılır,
- Bulunulan yere
en yakın can simidini askısından çıkartılır,
- Mevcutsa can simidinin
salvo rodası açılır,
- Can simidi kazazedeye
atılır.
Öneriler;
Can simidi atılırken kazazedeye çarpmamasına dikkat
edilir.
4.1.
Dalma Giysisi
Dalma giysisi; can
filikalarında dümen tutmakla ve kurtarma botlarında kazazedeleri
kurtarmakla görevli olan personeli
denizde maruz kalacakları soğuktan korumak amacıyla kullanılan yüksek ısı
korumalı giysilerdir.
Su geçirmez dalma
giysilerini çeşitli şekil ve yapılarda bulmak mümkündür. Ancak bunların içinde
en faydalısı eldivenleri, başlığı ve vücudu koruyan kısımları özel olarak
yapılmış ısı kaybını en aza indiren elbiselerdir. Suda bulunan bir insan baş ve
el kısımlarından oldukça fazla miktarda ısı kaybeder. İyi bir su geçirmez
elbise ince bir başlık ve ince bir eldiven ile fonksiyonlarını yerine
getiremeyebilir. Fakat ince bir elbise iyi bir başlık ve iyi bir eldiven ile
daha fonksiyonel olabilir.
Isı yalıtkan
malzemelerden imal edilen dalma giysileri 5ºC’daki suda 1 saat boyunca kalan
bir kişinin vücut ısısını kalemle yazı yazabileceği kadar koruyabilir, su
ortamında 0º C içerisinde bulunan kişinin vücut sıcaklığını 6 saat süreyle
35ºC’nin altına düşürmeden tutabilir.
Özellikleri;
·
Paketinden
2 dakika içerisinde çıkartılıp yardımcısız olarak giyilebilir.
·
Yüz
hariç tüm vücudu kaplar.
·
Giyinmiş
bir kişinin en az 4,5 m .
yüksekten suya atlamasında hasara uğramayacak kadar sağlamdır.
·
Üzerine
can yeleği giyilebilir ve bu vaziyette en az 5 m . uzunluğundaki düşey bir
çarmıhtan inilip çıkılabilir, kısa bir mesafe yüzülebilir ve bu şekilde bir can
kurtarma aracına çıkılabilir.
Yük gemilerinin tüm açık filikalarında da en az 3 adet.
dalma giysisi bulundurulur. Bu sayı idarenin tasarrufunda olarak her kişi için
birer tane olacak şekilde artırılabilir. Tam veya kısmen kapalı filikalar ile
sıcak iklimlerde çalışan gemilerde idarenin tasarrufu ile dalma giysisi
bulundurulmayabilir. Ayrıca kurtarma botlarında görevlileri için birer tane
dalma giysisi bulundurulur.
Kurtarma botu veya yük gemilerinin filikalarının
içerisinde veya yakınlarındaki kapalı alanlarda özel paketleri içerisinde
muhafaza edilir. Bulundurulan yere IMO sembolü yapıştırılır.
Eğitim sırasında denize girilen dalma giysileri
kullanımdan sonra tatlı su ile yıkanarak iyice kurutulur ve orijinaline uygun
olarak katlanarak yerine kaldırılır.
4.2.
Uygulama
Dalma giysisi giymek için;
·
Dalma
giysisinden önce sıkı giyinilir.
·
Dalma
giysisini muhafaza torbasından çıkartılır.
·
Bacaklar
giysiye sokulur.
·
Başlık
takılır.
·
Kollar
giysiye sokulur.
·
Fermuar
sonuna kadar çekilir.
·
Başlık
ve varsa bilek bantları takılır.
Gemiyi terkte esas olan role cetvelinde belirtilen can
kurtarma aracı ile güverteden ve ıslanmadan araca binerek gemiyi terk etmektir.
Ancak can kurtarma araçları indirilemiyorsa veya can kurtarma aracına gemiden
binilememişse veya can kurtarma araçları gemiden ayrılmışsa denize atlayarak
gemideki tehlikeden uzaklaşmak zorunlu olur.
Denize atlayarak gemiyi terk en son tercih edilen yol
olmalıdır. Çünkü gemiyi terk sırasında suya atlamanın çeşitli sakıncaları
vardır. Bunlardan bazıları;,
·
Hipotermi
Hipotermi vücut ısısının kontrolsüz olarak düşmeye
başlamasıdır ve bizi ölüme götürür. Denize atlamak zorundaysak atlamadan önce
üzerimize bizi sıcak tutacak yünlü giyecekler, onların üzerine de su geçirmez
giysiler giyilir. Vücudun en fazla ısı kaybettiği yerlerinden olduğu için baş
ve boyun bere ve eldivenler ile korunur. Isı korumasız olarak soğuk suya
atlamak şoklara, baygınlıklara ve vücut ısısının hızlı kaybından dolayı ölüme
sebep olur. Üzerimizdeki kat kat kışlık giysiler genel bir kanı olarak sudaki
kişileri batırmaz, aksine içerisinde tuttuğu hava sayesinde kazazedelerin
yüzerliğini arttırır. Tek sakıncası kazazedenin yüzerek gemiden uzaklaşmasında
ve can salına çıkmasında zorluk çıkartır.
·
Denizde
zarar görülecek bir şeyin üzerine düşmek
Denizdeki
can kurtarma araçları, yüzen insanlar veya gemiden dökülen katı veya akaryakıt
veya kimyasal yük gibi zararlı maddelerin üzerine düşmek.bir başka risktir.
·
Boğulma
Bir can kurtarma aracına kadar yüzememek veya dalga ve
akıntı sebebiyle kurtarma araçlarından uzaklaşmak, kurtarılamamak boğulmayı
getirebilir.
Boğulmaya karşı alınacak ilk tedbir can yeleği giymek
ikincisi ise can kurtarma aracına suya girmeden binmektir. Sudan binmek
zorunluysa can kurtarma aracı gemiden uzaklaşmadan hemen binmelidir. Eğer bir
can kurtarma aracına binemiyorsak gemiden emniyetli bir mesafe açıldıktan sonra
mümkün olduğunca az hareketle vücut ısısını kaybetmeyecek ve güç harcamayacak
bir pozisyonda yardım beklenmelidir. Kişiler kendi kendilerini teskin ederek
sakinleşmeli ve nefes alışlarını düzene sokmalıdırlar. Özellikle dalgalı denizdeki
gereksiz çırpınmalar ve panik insanı güçsüz bırakır ve boğulmalara sebep olur.
Güç tasarrufu için can yeleği bile olsa yüzebilir her cisimden yararlanılması
gerekir. Bir filikanın çok dolu olması ve binilememesi hâlinde bile filikanın
bordasında bulunulan can halatlarına tutunmalı ve hatta bağlanmalı ve filikadan
ayrı kalınmamalıdır.
Gemi can kurtarma aracında kuru olarak terk edilmelidir. Eğer
mevcut şartlar kazazedeyi gemiden atlayarak uzaklaşmaya zorluyorsa öncelikli olarak
yan yatmış bir geminin bordasından kayarak denize inme düşünülmemelidir.
Geminin bordasındaki kabuklu böcekler ve diğer unsurlar kazazedenin giysilerini
parçalayacak ve yaralanmalara sebep olacaktır. Atlayış usulüne göre güvenli
olarak yapılmalıdır.
Denize atladıktan sonra denizci güvenlik için hemen bir
can kurtarma aracına çıkmalı, yoksa gemiden güvenli bir mesafeye yüzmelidir. Bir
denizci, giysili ve can yelekli olarak ¼
deniz mili mesafe yüzebilmeli ve serbest duruş ile su üzerinde
kalabilmelidir. Bu mesafenin tespitinde batan bir geminin girdabından kurtulmak
için gemiden ¼ deniz mili uzaklaşılması
gerekliliği referans olarak alınmıştır. Her ne kadar geminin büyüklüğü ve deniz
şartları bu uzaklaşılması gereken mesafeyi değiştirmekteyse de ¼ mil ortalama
bir değer olarak kabul edilmektedir. Bu mesafe aynı zamanda can kurtarma
araçlarına kadar yüzebilmek için de yeterli bir mesafedir.
5.3.
Uygulama
Gemiden güvenli olarak atlamak için;
·
Mümkün
olduğu ölçüde geminin rüzgar üstüne, denize en yakın noktasına ve denizde
akaryakıt yangını olmayan yerine gidilir,
·
Varsa
baştaki kask çıkartılır, (Acil bir durumdan sonra gemi terk edildiğinde başta
bir kask bulunabilir)
·
Yanan
denize atlama hariç can yeleği, usulünce sıkıca bağlanır,
·
Can
yeleğinin yakasından bir elle tutulur. (Denize atlatınca can yeleğinin altından
dolan su nedeni ile can yeleğinin boynumuzu kırmaması için)
·
Diğer
elle burun ve ağız kapatılır. (Su dolmaması için)
·
Denize
atlanacak yer kontrol edilir. (denizde bir cismin veya insanın üzerine düşmemek
için)
·
İleriye
doğru bakılır. (atlarken suya bakmak, dengeyi bozar ve yüz üstü düşmeye sebep
olur.)
·
Büyük
bir adımla atlanır. (Büyük adım, bordaya veya başka unsurlara çarpılmaması
içindir.)
·
Ayaklar
çapraz birleştirilerek suya çivileme girilir. (Bacak arasını korumak için.)
·
Kazazede
kendi kendini kontrol ederek sakinleşir ve nefesini düzenler.
·
Gece
can yeleğinin ışığı yakılır,
·
Gece
ve gündüz bulunma için aralıklı düdük çalınır,
·
Sırt
üstü yüzülerek can kurtarma aracına gidilir,
·
Eğer
can kurtarma aracı uzaklaşmışsa, geminin batma sırasında oluşan tehlikelerden
kaçınmak için gemiden en az ¼ nm uzaklaşır.
Öneri;
Denizde bir akaryakıt yangını varken denize atlanmak
zorunda kalınırsa dalmayı engelleyecek olan can yeleği çıkartılır, pantolon
paçaları çorap içine sokulur, bere yaka içine kadar indirilir ve yanan denizde
yüzme tekniğine göre gemiden
uzaklaşılır.
6.1.
Can Salına Çıkış
Can kurtarma aracına su içinden binmek en son tercih
edilen yöntemdir. Ancak şartlar kazazedeyi buna mecbur ettiyse ve su
içerisinden can kurtarma aracına binecekse filikaya çıkarken, bordasındaki
marsipetli can halatlarından ve çarmıhlarından yararlanması gerekir. Çok
değerli olan enerjisini boş yere harcamamak için telaş etmemeli ve dengesini
sağlayarak kontrollü olarak araca çıkmalıdır.
Ancak çıkılacak olan can kurtarma aracı can salı ise buna
çıkmak, yumuşak yapısından dolayı oldukça zordur. Sakin ve sıcak bir denizde
dahi zor olan bu işin, dalgaların olduğu soğuk bir havada daha da güçleşeceği
malumdur. Bu durumda eğitimli olmanın ve kurallara uygun davranmanın önemi
ortaya çıkmaktadır.
Can salına çıkacak olan kişilerden ilk kişinin çıkışı en
zor olanıdır. Diğer kişiler can salındaki kişiden yardım alabileceklerinde
çıkış daha kolay olur.
İlk kişinin sala çıkmasından sonra diğerleri saldaki
kişilerin yardımı ile daha kolay sala çıkarlar. Saldaki kişilerin yardımı ile
sala çıkışta can yeleğinden dolayı sırt sala dönük olarak çıkılır. Ayrıca, sala binmek için sıra bekleyenlerde
binenlere bacaklarından iterek yardımcı olurlar. Can kurtarma aracına binme
sırayla olur. Binen kişiden sonra gelen binene yardımcı olur ve ondan sonra
araca biner. Sudaki yardımcıların hep aynı kişiler olmaması soğuğa ve
yorgunluğa dayanabilmek için gereklidir.
6.2.
Uygulama
Can kurtarma aracına çıkmak için;
·
Can
salının çarmıh bağlantı noktalarına tutunulur.
·
Sol
ayak çarmıhın mümkün olan en üst basamağına konur.
·
Kazazede
kendini su içerisinde birkaç kere yaylandırarak güç kazanır.
·
Kazanılan
gücün en üst noktasında kazazede kendini salın yüzdürücü yastığının üzerine
doğru atar.
·
Kazazede
kendini salın yüzdürücü yastığına bir omzunun üzerinde düşecek şekilde çevirir.
(Üzerindeki can yeleğinden dolayı)
·
Can
salının içerisine sırt üstü yuvarlanarak girilir.
7.1.
Hipotermi ve Hipertermi
Vücudun birinci derecede ihtiyaç duyduğu hayati madde
oksijendir. Oksijen akciğerlerde havadan alınarak kana geçer. Oksijen kan
aracılığı ile hücrelere gider ve hayatı sağlar. Kanın bu görevini yapabilmesi
için akışkanlığını devam ettirebilmesi gerekir. 36.5 ºC kanın görevini
yapabilmesi için en uygun ısıdır ve bu ısının yükselmesi de, alçalması da kanın
bu görevini yapabilmesini engeller.
Hipotermi vücut ısısının düşmesidir ve 35ºC insan için
hipoterminin başladığı noktadır. Hipertermi ise vucut ısısının yükselmesidir ve
380C insan için hiperterminin başladığı noktadır. Vücuttaki ısı
kaybının veya yükselmesinin engellenememesi hâlinde önce şok, sonra bilinç
kaybı ve sonunda kalp krizi ile ölüm gelir.
Gerekli tedbirleri almadan normal giysileri ve can yeleği
ile 10 derecenin altındaki deniz suyuna giren bir kazazedede hipotermi aşağıdaki
şekilde gelişir.
- Başlangıç
hiportermisi
Başlangıç hipotermisi ani soğuğun etkisi ile başlar.
Süresi 2-3 dakikadır. Vücut kendini korumaya çalışır. Vücutta öncelikle ısının
en fazla kaybedildiği yerlerindeki damarlarda daralma başlar. Böylece o
noktalara kan gidişi engellenir ve dolayısı ile ısı kaybı durdurulmaya
çalışılır. Ellerden, ayaklardan ve yüzden kan çekilir ve solgunluk meydana
gelir. Vücut engel olunamayan titremelere başlayarak ısı üretir ve vücut
ısısını normalde tutmaya çalışır. Ancak ısı koruması sağlanamadığından ısı 35
dereceye düşer.
- Kısa dönem
hiportermisi
Kısa
dönem hipotermisi vücut ısısı 35 derecenin altına düşünce başlar. Süresi 3-15 dakikadır. Damarlardaki daralmalar
yaygınlaşır. Beyine kan dağılımını yapan kılcal damarların da daralması ile
oksijen iletimi düşer ve şok başlar. Vücut titremeyle ısı üreterek ısı düzeyini
korumaya çalışır fakat koruyamaz ve yorulmaya sebep olur. Adalelerde
sertleşmeler ve kramplar başlar. Vücut ısısı 34 derecenin altına düşer.
- Uzun dönem
hipotermisi
Uzun
dönem hipotermisi vücut ısısı 34 derecenin altına düşünce başlar. Beyine giden
oksijen iyice azaldığından fonksiyonlarını kısmen kaybeder ve kazazede de
bilinç kaybı oluşur. Zayıf ve faydasız titremeler devam etmektedir. Vücut ısı
üretemez hâle gelmiştir. Süresi 30 dakikadır ve vücut ısısı 30 derecenin altına
düşer.
- İleri hipotermi
İleri hipotermi, vücut ısısı 30 derecenin altına düşünce
başlar. Bu dönemde vücutta aşırı çökme olur, titremeyi bırakır, ısı düşmeye
devam eder ve vücudun direncine bağlı olarak bir süre sonra ölüm gelir.
Her ne kadar çok fazla değişkeni olsa da ısı koruması
olmayan bir kazazedenin farklı deniz suyu sıcaklıkları için sağ kalma süreleri
(Tablo 2)’de verilmiştir.
1912 yılında ilk seferinde bir buz dağına çarparak batan
Titanic Transatlantiği’nin acıklı hikâyesi soğuk suda kalmanın etkilerine en
canlı örnektir. Koruyucu elbiselerin ve yeterli can kurtarma vasıtalarının
olmaması ve hayatta kalmak için uygulanacak yöntemlerin bilinmemesi yüzünden
kurtarmaya gelen gemiler sadece 1 saat 50 dakika sonra kaza yerine
ulaştıklarında, 0ºC’daki su içinde kalan insanlardan hiçbiri hayatta değildi ve
can filikalarındaki insanların da hemen hemen hepsi yaşıyordu. Su içinde kalan
insanların çoğunun ölüm sebebi de hipotermiydi. Su içerisinde hipotermiden
dolayı hayatımızı kaybetmek istemiyorsak bir takım tedbirler almamız gerekir.
Farklı ısılara sahip olan maddeler temas ettiklerinde
ısısı fazla olandan az olana doğru bir ısı transferi oluşur. Bu transfer her
iki maddenin ısısı eşit oluncaya kadar devam eder. Deniz suyunun 37 derece ve
daha üstü olduğu yerleri bulma imkânımız olamayacağına göre deniz suyunda ısı
kaybeden taraf daima vücut olacaktır. Tüm denizi ısıtarak vücut ısısına getirme
imkânı da olmadığından vücuttaki ısı kaybı vücut ısısı denizin ısısına
gelinceye kadar devam edecektir.
Temas yolu ile iletilen ısıyı alan maddelerin oradan
ayrılması ve yerine ısı alacak yeni maddelerin gelmesi ve bunun devamlı olması
dolaşım yoluyla ısı transferidir. Deniz içerisinde vücudumuzdan ısı alarak
ısınan suyun yerine soğuk suyun gelmesi ve onunda ısınarak ayrılması dolaşım
yoluyla ısının yayılması veya bir başka deyişle dolaşım yolu ile vücudumuzun
ısı kaybı anlamına gelmektedir.
Temas ve dolaşım yolu ile ısı kayıplarını engellemek için
vücut ile deniz suyunun temasını mümkün olduğunca kesmek ve temas ederek
ısınmış suyun da dolaşımını engellemek gerekir. Bunda bize yardımcı olacak olan
unsur üzerimize giydiklerimizdir. Giysiler deniz suyunun vücudumuzla olan
doğrudan temasını keser, ıslanması ile üzerine aldığı suyun dolaşımını da
engellediğinden ısı kayıplarını azaltır. Ayrıca giysilerin dokuları arasında
kalan ve sudan 25 kat daha az ısı transfer özelliği olan hava da ayrı bir
izolasyon maddesi gibi iş görür. Bu durumda ne kadar fazla giysi giyilebilir ve
açıkta az yer bırakılırsa su içinde ısı o derecede korunabilir.
Bunun için denize girerken mümkün olduğunca sıkı giyinmiş
olmamız ve temas yolu ile ısı kaybını azaltmamız gerekir. Çok giyinmek sadece
bizim hareket kabiliyetimizi azalır, bizi batırmaz. Eğer yüzerek bir yerlere
gitmeyi düşünmüyorsanız ki bunu yapmak için sıkı giyinmek ve yüzdürücülüğü
artırmak için can yeleği kuşanmak gerekir. Dalma giysisi, yünlü giysiler,
eldiven, yün çoraplar, anorak gibi giysiler bizi denizde soğuktan koruyabilecek
giysilerdir.
Kazazedeler su içinde gereklilik dışında yüzmeyerek su
içinde ısı ve güç kaybını azaltacak pozisyonda beklerler. Bu pozisyonda
kazazedeler sırt sırta ve birinin can yelek kemeri diğerinin can yelek
kemerinin içinden geçmiş yani istendiği anda her biri tarafından kolaylıkla
diğerinden ayrılabilecek şekilde bir birine, bağlanırlar, bacaklarını
birleştirirler ve göğüslerine çekerler.
Açık can
filikalarında ve büyük yolcu gemileri için üretilen büyük şişme can sallarında
içerideki personeli sıcak, soğuk, yağmur ve deniz serpintisi gibi dış
etkilerden koruyabilecek dış tarafı dikkat çekici renkte olan katlanabilir
koruyucu örtüler bulunmaktadır. Koruyucu örtüler filika içinde bulunanları
sıcak ve soğuğa karşı korumak için arasında hava boşluğu veya eşit etkili düzenler
ile ayrılmış iki kattan az olmayan materyal ile yalıtılmıştır. Araç içinde
katlanmış örtüyle birlikte bulunan katı parçalar ve tirizler ile kurulan
çadırda araç ve örtü çeşidine ve çadır kurulma biçimine göre başta, kıçta ve
her iki tarafta girişler bulunur. Bu girişler deniz suyunu ve yağmuru içeriye
almayacak, kolay ve hızlı açılıp kapanabilecek şekilde yapılır. Üzerlerinde
içeriye yeterli gün ışığını verecek yarı saydam pencereler, yağmur suyunu
toplamak için kullanılacak cepler bulunur. Filikaya binilmesi ile birlikte en
çok iki kişi tarafından kolayca iskelet kurularak turuncu rengi dış tarafa
gelecek şekilde örtü monte edilir. Otomatik şişen 6-25 kişilik can sallarında
bu çadır da otomatik olarak şişer ve ayrıca kurulum sorunu yaşanmaz. Can kurtarma
aracında soğuk havalarda bu kapılar kapalı sıcak havalarda ise açık
tutulmalıdır. Ayrıca sıcak havalarda bu çadır veya tentenin üzerine zaman zaman
su dökülerek içerinin serin kalması sağlanır.
Can kurtarma aracının içi sıcakta olsa soğukta olsa kuru
olmalıdır. Bu geminin terki sırasında araca giren su el tulumbası, çamçak ve
gerdel kullanılarak boşaltılır. Çamçak can kurtarma aracının sintine veya
tabanında toplanan suyun alınmasında kullanılan şeker küreği benzeri yüzer bir
alettir. Gerdel ise çamçak ile alınan suyun toplandığı kova benzeri yüzer bir
alettir. Her can filikasında birer adet el tulumbası, çamçak ve gerdel bulunur.
Can sallarında ise su boşaltıldıktan sonra taban sünger ile kurulanır. Sallarda
iki adet sünger bulunur. Bunlardan biri tabandaki deniz suyunun kurutulması
için olup diğeri tuzlu suya dokundurulmaz. Bu sünger araçtaki yoğunlaşan suyu
toplamak için kullanılır.
Özellikle soğuk havalarda gemi terk edilirken
isteyeceğimiz son şey ıslanmaktır. Islak giysiler soğuk havalarda hipotermiyi
hızlandıran etkenlerden birisidir. Bu yüzden eğer gemi terk edilirken isteyerek
veya istemeyerek ıslandıysak mutlaka hemen bu ıslak giysileri çıkartmamız imkân
varsa başkalarından ödünç alabileceğimiz kuruları ile değiştirmemiz gerekir.
Çıkartılan giysiler hava sıcak da olsa soğukta olsa en kısa sürede
kurutulmalıdır. Bunun istisnası ancak çok sıcakta o da sadece gündüz
üzerimizdeki giysilerin ıslak olabileceğidir. Soğukta giyebilecek kuru giysi
yoksa hemen bir ısı koruyucu tuluma girilmelidir. Can
salında hipotermiden korunmanın bir yolu da, ısı koruyucu tulum[5] giymektir. Bu tulum, vücuttaki
buharlaşmadan doğan ısı kaybını azaltacak şekilde araçtaki kişileri rüzgâr ve
deniz tesirinden korumak maksadı ile yapılmış bir kişisel can kurtarma
aracıdır.
Isı koruyucu tulum can yeleği giyen bir insanın yüzü
dışındaki bütün vücudunu kapatır. Kolsuz ve kollu tipleri vardır. Kollu
tiplerin el kısımları, eldiven giyilebilecek yapıda değilse, elleri de
kapatacak şekilde dizayn edilmiştir. -30°C’ye kadar olan hava sıcaklıklarında
görevini tam olarak yapar. Can kurtarma araçlarının içerisinde, dalma giysisi
olmayan herkes için birer tane
bulundurulur. Bir tulum giyiyor gibi yardımsız olarak çok kolaylıkla
giyilebilir. Su içinde dahi en çok 2 dakika içinde çıkarılabilir.
Soğuk havalarda mümkün olduğunca vücutta açık yer
bırakmayacak şekilde sıkı giyinmeli ve getirildiyse battaniyelere iyice
sarınılmalıdır. Burada kısıtlı battaniye dağıtımında hasta, yaralı, çocuk, kadın
ve gözcülere öncelik verilmesi unutulmamalıdır. Özellikle insan vücudunda en
fazla ısı kayıplarının olduğu bölge olması münasebetiyle baş ve boyun çok iyi
örtülmelidir. Bir insanın soğuk havada başından kaybettiği ısı dinlenmekte olan
bir insanın ürettiği ısının yarısına eşittir. Kazazedeler için ısı kaybının
fazla olduğu bir başka yer de ayaklardır. Ayaktan ısı kaybını en aza indirmek
için ayakkabılar, ayaktaki kan dolaşımını azalttığı için çıkartılmalı, çoraplar
uçtan 1/3 oranında dışarı çekilmelidir. Sıcak havalarda ise malum olduğu üzere
mümkün olduğunca terletmeyecek şekilde ince giyinilmelidir.
Soğukta ısı kaybını azaltmak için aracın dengesini bozmadan
mümkün olduğunca yakın oturmalı, ısı korumalı tulum giyilmediği durumda büyük
sallarda ayak tabanları karşılıklı kazazedeler arasında birbirine yaslanmalı,
küçük sallarda ise ayaklar karşılıklı kazazedelerde birbirinin koltuk altlarına
konmalıdır. Bu şekilde kazazedeler hem birbirlerinin ısılarından yararlanmalı
hem de ısı kayıplarını en aza indirmelidir. Uzuvlardaki donma tehlikesini
azaltmak için da kollar ve bacaklar uzatılmalı, eller açılıp kapatılıp küçük
ısınma hareketleri yapılmalıdır. Bu hareketler fazla enerji kaybettirmeden kan
dolaşımını ve dolayısı ile ısı dağılımını artırılır. Çok sıcaklarda ise mümkün
olduğunca bu hareketler azaltılmalıdır.
Soğuk denizlerde can salının tabanı ısı kaybının yoğun
olduğu yerlerden birisidir. Buradan ısı kaybının önlenmesi gerekir. Bu amaç ile
yüzdürücü yastıklardan bağımsız olarak şişirilip söndürülebilen taban yine can
salının donanım çantası içinde bulunan 1 adet pompa veya körük yardımı ile
merkezdeki valftan şişirilir. Bazı can sallarında, çadırın iç tarafında bulunan
panonun üzerinde, kazazedelerin yararlanacağı bütün açıklama ve şekiller mevcut
olur. Şişirme pompasının veya körüklerin doğru kullanılması gerekir. Sıcak
havalarda ise aksine taban söndürülerek denizin soğukluğundan
yararlanılmalıdır.
Hipotermi ve
hipertermiye karşı tedbir almak için;
·
Su
içinde ısı ve güç koruma pozisyonu alınır,
·
Çok
soğukta sudan can kurtarma aracına çıkılınca üzerindeki ıslak giysiler çıkartılır
ve başkasından ödünç alınan kuru giysiler giyilir,
·
Çok
soğukta giyecek kuru giysi yoksa ısı koruyucu tulum içine girilir,
·
Çok
sıcaklarda gündüz üzere giyilenler hariç tüm ıslak giysiler kurutulur,
·
Can
kurtarma aracında, otomatik kurulmayan çadırlar kurulur,
·
Can
kurtarma aracının içi kurulanır,
·
Soğukta
çıkışlar kapatılır, sıcakta çıkışlar açılır ve çadır üzerine ara sıra deniz
suyu dökülür,
·
Soğukta
sıkı giyinilir, çoraplar uçtan sarkıtılır, çok sıcakta ise aksine az giyinilir
çoraplar çıkartılır,
·
Çok
soğukta yakın temas oturulur, ara sıra küçük ısınma hareketleri yapılır, çok
sıcakta ise mümkün olduğunca az hareket edilir,
Teorik olarak, insan
vücudunda ortalama 35 litre
su bulunmaktadır ve bu miktar 20 litreye düştüğünde insan hayatı sona erer. Bir
insan sadece günde ciltten ve nefes yolu ile 1 lt su kaybetmektedir. Bu kayba
idrar, ter, kusma, kanama, ödem gibi ek su kayıplarını da ilave edersek günlük
kayıp çok daha yükselmektedir. Bununda anlamı bir kişinin su içmeden ortalama
6-7 gün kadar yaşayabilmesidir. Bu sebeple, özellikle su kullanımına azami
dikkat göstermek gerekir.
Su ihtiyacının kısmen
deniz suyu ile de karşılanması mümkün değildir. Deniz suyu ile vücuda alınan
tuz ve diğer minerallerin vücuttan atılabilmesi için zaten vücutta kısıtlı olan
su kullanılacak böylece su ihtiyacı daha da artacaktır. Bu mesele üzerine
anlatılan diğer hikâyelere itibar edilmemelidir. Mevcut deniz suyundaki tuzu,
fiziksel veya kimyasal olarak ayırmak için gerekli araçlar olmadıkça deniz suyu
veya idrar tatlı suyla karıştırılarak bile olsa asla içilmemelidir.
Vücuttaki su kaybını
en aza indirilmek için aşağıdaki tedbirler alınır.
- Kanama ve ödemlerin engellenmesi
Gemideki acil durum
veya terki sırasında meydana gelen kazalar sonucu oluşan kanamalar ve ödemlerde
vücuttaki su kayıplarının sebeplerinden ve bu kayıpların engellenmesi için
kanamalar ve ödemler kesilir.
- Kusmanın önlenmesi
Kusma denizde oluşan
hareket sonucu meydana gelen rahatsızlıklardandır. Mide bulantısı sonunda
midenin içindekiler bizim için çok değerli olan su ile birlikte dışarı çıkar.
Engellenmesi için gemiyi terk etmeden hemen önce veya kurtarma aracına biner
binmez deniz tutmasına karşı ilaç alınmalıdır. Bu konuda kişileri denizin tutup
tutmaması önemli değildir. Herkes deniz tutsun tutmasın bu ilaçları içmek
zorundadır. Kaldı ki can kurtarma aracında en iyi denizcileri dahi deniz tutar.
Hapları alan kişi susuzluk ve ağız kuruluğundan şikâyet edebilir ancak bu
durumda su içmesine izin verilmemelidir.
Araçlarda kişi başına
bir deniz tutma torbası ve altı dozluk deniz tutmasına karsı ilaç bulunur.
Kusan kişi kusmayı kesmek için başını sıcak tutarak temiz hava almalı ve diğer kazazedeleri de etkilememek için
bulantı torbaları kullanmalıdır.
- Terlemenin engellenmesi
Yine vücudumuz için çok
değerli olan suyu terleme yüzünden kaybetmemek için güneş, rüzgar ve sıcaktan
kaçınılacaktır.
- Proteinli yağlı yiyeceklerden kaçınmak
Karbonhidratlı hafif
tatlı yiyecekler vücutta su tutulmasını sağlar. Bunun aksine proteinli ve yağlı
yiyecekler ise vücutta daha fazla su tüketimine sebep olur. Can kurtarma
araçlarına konan hazır gıdalarda bir bakıma bisküviyi andıran hafif tatlı
karbonhidratlı yiyeceklerdir. Bunun için su tasarrufu için önce araçlarda
bulunan yiyecekler, sonra temin edilen diğer yiyecekler tüketilir.
Gemiden getirilen
proteinli ve yağlı yiyecekler veya can kurtarma araçlarında bulunan 1 takım
olta ile tutulacak balıkların da tüketilmesi için de ek su kaynağının
beklenmesinde yarar bulunmaktadır. Yine nasıl olsa bir insanın susuzluktan hayatını
kaybetmesi açlıktan hayatını kaybetmesinden daha önce gerçekleşecektir.
Can filikalarında
taşınmasına müsaade edilen kişi başına 3 lt, can sallarında ise 1,5 lt su
bulunur. Bu sular bozulmalarını engelleyecek şekilde torba veya kırılmaz
şişeler içerisinde olabileceği gibi bidonlar veya aracın tankları içerisinde de
bulunabilir. Toplu vaziyette bulunan suyun dağıtımında kullanmak için araçlarda
dereceli su kabı ve salvolu maşrapalar bulunur. Ek su durumu yoksa kişi başına
dağıtım günlük ortalama yarım litredir. Bu sudan yeterince yararlanabilmek için
su ağızda dolaştırılarak yudum yudum ve tüm dağıtılan bir seferde içilmelidir.
Suyun saklanarak gün boyunca yavaş yavaş tüketilmesi daha az verimli
olmaktadır. Ancak can kurtarma aracında hasta ve yaralılar hariç hiçbir kimseye
ilk gün ne su ne de yiyecek verilir. Bu şekilde öncelikle kişi kendi
vücudundaki birikmiş su ve besini tüketir. Dağıtımlar ikinci gün başlar.
Yiyecek ve su, sabah ve akşam olmak üzere normal yemek saatlerinde herkese eşit
olarak dağıtılır.
Ayrıca tüm can
kurtarma araçlarında taşınmasına müsaade edilen kişi başına 10.000kj değerinde
hazır paket yiyecek bulunur. Hazır paket yiyecek kibrit kutusu büyüklüğünde
ayrı ayrı ambalajlanmış 18 küçük paket yiyecekten oluşmuştur. Kişi başına
dağıtımda ise günlük ortalama 3 küçük pakettir.
Özel durumlar hariç
araçtaki bu yiyecek ve su miktarı bize vücutta büyük düşme oluşturmadan 3 ile 6
gün arasında dayanma imkânı vermektedir. Daha uzun dayanabilmek için mutlaka
takviyeye gerek bulunmaktadır. Bu takviye gemi terk edilirken getirilen ve
araçta elde edilen yiyecek ile sudur.
Gemi terk edilirken
yukarıda bahsedilen sebeplerle mümkün olduğunca karbonhidratlı hafif tatlı
yiyeceklerin getirilmesinde yarar vardır. Bisküvi ve ekmek buradaki en isabetli
seçimdir. Gemiden getirilebilecek konserveler için dahi araçlara 3 adet
konserve açacağı konulur.
Su sorunu bizleri
daima ek su kaynakları bulmaya zorunlu kılar. Öyle ki can kurtarma aracının
çadırında kazazedelerin nefesinden yoğunlaşan ve çadırın yoğunlaşma ceplerinde
biriken su dahi araçtaki temiz sünger ile toplanır ve kullanılır. Yağmurların
araca düşen bir damlası dahi kaçırılmamaya çalışılır. Hele şiddetli yağışlarda
eğer durum mümkünse bir sal boşaltılıp su sarnıcı olarak dahi kullanılabilir.
Kurtulmanın gecikmesi
ve buna ilaveten su ve yiyecek takviyesinin yapılamaması disiplin sorunlarını
da başlatabilecektir. Kendisine su veya yiyeceğin az verilmesine karşılık,
başkasına daha fazla verildiği iddiası ile başlayan tartışmalarda amirler
dinlenmeyecek kavgalar çıkmaya başlayacak ve hatta zorla alma veya öldürme
teşebbüsleri dahi oluşacaktır. Bu sebeple araçlara binildiğinde kazazedelerin
üzerlerindeki kesici ve delici aletler gerek sallara zarar vermemesi gerekse bu
tip olaylarda kullanılmaması amacı ile toplanır.
Can kurtarma
aracımızda kendimizi emniyet altına aldıktan sonra yapacağımız ilk iş
elimizdeki malzemeyi toparlamak, kullanış şekillerini hatırlamak ve sayımını
yapmaktır. Hatırladığımız gibi araçlarımızda, aracımızın özelliğine göre
değişik malzemeler bulunmaktaydı. Bunlar,
- Aracın kullanımına yönelik malzemeler ve
teferruat,
- Sağlık malzemeleri,
- Hayatın idamesine yönelik malzemeler,
- Başkaları tarafından bulunmaya yönelik
malzemeler.
- Kurtarmaya yönelik malzemelerdir.
Başta su ve yiyecek
olmak kaydıyla tüm malzeme dikkatli olarak kullanılacak ve iyi muhafaza
edilecektir. Kullanılmayan malzeme varsa naylon torba veya başka muhafazalar
içerisinde dolap ve kutulara konacak, deniz bağına vurulacak ve kaybolması,
denize düşmesi engellenecektir. El feneri lambaları, can salının iç ve dış
ışıkları, payroteknik malzeme, gereksiz yere kullanılmayacaktır.
Salın şişirilmesinde karbondioksit gazı kullanılır. Bu
gazın fazlası bazısı sal içinde bazısı salın dışında olan basınç ayar valfından
kaçar. Bu gaz havadan ağır olması yüzünden ayar valfı iç tarafta olan san
salları için zemine çöker. Buna saldaki insanların nefesinden çıkan
karbondioksit gazı da ilave olur. Bu gaz zehirli olmamakla birlikte içinde
oksijen bulundurmadığından boğucudur. Soğuk havalarda soğuktan korunmak için
salın girişi sıkıca kapatılır ve büzülerek tabana yatılır. Bu durumda tabanda
biriken karbondioksit gazı boğucu olur. Bu sebeple salın girişleri zaman zaman
açılmalı ve sal havalandırılmalıdır. Her ne kadar salın yapısı içeri su
girmeden havalandırmayı sağlayacak biçimde olsa bile bu yeterli olmayabilir.
Moral eksikliği can filikasındaki kazazedelere maddi eksiklerden
daha fazla zarar verir. Bunun için öncelikli olarak herkesin moral seviyesinin
yüksek seviyede tutulmasına gayret edilmelidir. Moral eksikliği kişilerin
dayanma gücünü yarı yarıya azaltır. Bunun için kesinlikle kurtulma umudunda
azalmaya meydan vermemeli, umudun devamı sağlanmalıdır. Bu konuda en uygun
yöntem,
Kaptan ve filika amirleri gerektiği kadar otoriter,
baskıcı veya esnek, akıllı ve bilgili ve hepsinden önemli olarak adil ve ikna
edici olmak zorundadır. Tüm bunları tek bir kelime ile tarif edersek iyi bir
lider olmak zorundadırlar. Diğer kişilerde onlara yardımcı olmak durumundadır.
Onların davranış şeklini kabul etmiyor dahi olsalar sırf kazazedelerin selameti
için özellikle kaptan ya da filika amirinin otoritesini azaltacak yönde davranılmamalı,
yönetimde onlara yardımcı olunmalıdır. Ancak bu şekilde kurtuluşa kadar
dayanılabilir. Kazazedeler, kendilerinden daha güçlü bir kişi tarafından
korunup kollandıklarına dair olan inançlarını kaybetmemelidirler.
Kazazedeler kurulan arama kurtarma sisteme ve bu sistem
içerisinde kaptanın gerekenleri yaptığına, cihazların gerektiği gibi
çalıştığına, içinde bulundukları durumdan başkalarının haberdar olduğuna ve
arama kurtarma ekiplerinin çalışmaları yürüttüğüne inanmalıdırlar. Bu amaçla
kazazedeye gerekli tüm bilgi verilir ve kurtuluşa ikna edilir. Muhtemel
gecikmelerde makul gerekçeler aranır, ekiplere yardımcı olunabilecek çareler
düşünülür.
Öz güven ve başarıya olan inanç insanın içindeki gerçek
gücü ortaya çıkarır. Bu da insana bilinenlerin ve inanılanların üzerinde
dayanma gücü verir. İnsanlar, karşı karşıya oldukları zorlukların ne olduğu ve
nasıl yenebileceklerini bilirlerse öz güvenleri artar. Bu amaçla da, araçta bulunan 1 adet denizde canlı kalma
kitapçığı sırayla sesli olarak defalarca okunur. Yazılanlar üzerinde
tartışılır, kişilerin fikirleri alınır, baştan geçenler irdelenir, hatta
gerekli notlar alınır. Aynı zamanda denizde canlı kalma imkânlarının ve insanın
dayanma gücünün zannedildiğinden oldukça yüksek olduğu anlatılır ve gereken bilgi
verilir.
Kişi iradesi, bedenin hayvani ve duygusal davranışlarını
kontrol eden bir mekanizmadır. İradenin gücü kişinin öz güvenine, fizikî ve
ruhî sağlığına, eğitimine ve ahlaki terbiyesine bağlıdır. Ancak şiddetli
duygusal durum yaratan olaylar ve korkular bu iradenin dayanma süresini
değiştirir. İradenin zayıfladığı anlar psikolojik bozuklukların ortaya çıkması
için uygun bir ortam oluşturur. Bir işle meşgul olmayan kişiler zamanlarını
düşünmeye verir. Düşünme kişilerde durumu yargılama, geciken kurtuluştan moral
bozulma, ileri moral bozukluğunda da ümitsizliği doğurur. Bunlara beslenme ve
barınma sıkıntıları da eklenince disiplin zafiyetleri başlar, disiplin
zafiyetine karşı yapılan baskılarda kazazedenin çaresizliği ile birleşince
psikolojik problemler çıkmaya başlar. Bu maksatla gerek o can kurtarma aracında
gerekse diğer araçlarda zaman zaman yoklamalar yapılır. Herkese bir iş
üretilip, bir şekilde aktif olmasına gayret edilir. Normal hayat düzeni bir
şekilde sağlanmaya çalışılır. Nöbetçi haricindekiler gün batımında uyur, gün
doğumunda uyandırılırlar. Ve birçok değişik aktivite yaratılarak, kişilerde
düşünceye dalmaya fırsatı verilmez.
8.7.
Uygulama
Can kurtarma araçlarında hayatın devamını sağlayabilmek
için;
- Deniz tutmasına
karşı ilaç alınır.
- Kanaması olan
kazazedelerin kanamasının kesilir.
- Yarası olsan
kazazedelerde ödem oluşumuna karşı tedbir alınır.
- Terlemeye karşı
önlem alınır.
- Proteinli ve
yağlı yiyecekler yeterli su olduğunda dağıtılmak üzere toplanır.
- Mevcut yiyecek,
içecek ve malzemenin sayımı yapılır.
- Mevcut tüm
malzemeler toplanır.
- Mevcut yiyecek
ve içeceğin günlük dağıtım miktarı tespit edilir.
- Tespit edilen
günlük yiyecek ve içecek dağıtım miktarlarını ve ilk gün için hiç yiyecek
ve su dağıtımının yapılmayacağını araçta bulunanlara bildirilir.
- Varsa can
salının yağmur oluklarındaki suyun toplanır.
- Varsa can
salının yoğunlaşma ceplerinde biriken su toplanır.
- Kuvvetli yağmur
varsa bir sala, içindekiler başka araca transfer edilerek su toplanır.
- Bilgilerin
tazelenmesi için araçta bulunanlara denizde sağ kalma kitabı okunur.
- Araçta
bulunanlara moral yükseltici konuşmalar yapılır.
[1]SOLAS Chapter III, kural 7, prg 2
[2]SOLAS Chapter III, kural 9, prg. 2.2
[3]SOLAS Chapter III, kural 7, prg.1 / SOLAS Chapter III, kural 22
[4]MOB: Man Over Board; denize adam düştü.
[5]SOLAS Chapter III, kural 7,prg. 3 / SOLAS Chapter III, kural 32
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder