1. ALETLİ YAĞIŞ TAHMİNİ YAPMAK
Meteoroloji, Dünya’mızı çevreleyen atmosferin yere yakın tabakasında meydana gelen değişiklikleri inceleyen, sebeplerini ilmi ve matematiğe ait esaslara dayanarak araştıran ve yakın gelecekte meydana gelebilecek hava olayları ile ilgili tahminler yapan bir bilim dalıdır.
Denizciler hava olayları ile ilgili tahminleri meteoroloji raporlarını yayınlayan kıyı istasyonlarından gemi telsiz cihazlarıyla, telefon veya teleks yöntemleri ile alabilirler. Bunların dışında Inmarsat cihazına sahip gemiler dünyanın her yerinden her zaman hava durum raporlarını alma imkânı vardır. Tüm bunların ötesinde kıyıya yakın gemiler halka bilgi veren radyo ve televizyon kanallarından dahi yararlanabilirler.
Hava tahminleri meteoroloji kuruluşları tarafından gerek kendi topladıkları gerekse diğer ülkelerin meteoroloji kuruluşlarından temin ettikleri verilere dayanarak fizik kurallarının ışığı altında ve yıllar boyu elde edilen tecrübelerinden yararlanılarak yapılır. Bir hava tahmininin isabeti; toplanan verilerin güvenilirliği, gerekli teknik bilgiye sahip olma derecesi ve tecrübelerden yararlanabilme durumuna bağlıdır. Ancak tüm bunlara sahip olunsa bile atmosferdeki olayları etkileyen unsurların çokluğu bu tahminlerin %100 doğru olma olasılığını imkânsız kılar. Hele liman içlerinde kapalı çevrenin etkisi tahminleri alt üst edebilir. Bundan dolayı denizciler meteoroloji kurumlarının hava tahmin raporlarının yanı sıra pratik yöntemler ile yapılabilen kısa süreli yerel meteorolojik tahminlere de ihtiyaç duyarlar.
Dünyamız, elipsoit bir küre olup fiziki üç tabakadan oluşur.
· Litosfer:
Dünyamızın katı kısmıdır. Yüzeyi girintili çıkıntılı olup yükseltileri ve çukurları oluşturur.
· Hidrosfer:
Litosferin üzerindeki su kısmıdır. Denizleri ve okyanusları oluşturur. Litosferin %71’ini kaplar. Kaplayamadığı yerler kara olarak tanımladığımız litosferin su seviyesinden yüksek kısımlarıdır. Su normal şartlarda sıvı olmakla birlikte deniz seviyesinde katı (buz) ve gaz (buhar) halinde de bulunabilir.€
· Atmosfer:
Atmosfer iki ana tabakadan oluşmuştur. Yapısı homojen olan Homosfer ve yapısı değişken olan Heterosfer. Bu ana tabakalarda özelliklerine göre başka tabakalara ayrılırlar.
Yukarıda atmosferin tabakalarının sırası € ve özellikleri ile verilmiştir.
Troposfer dünyamıza en yakın atmosfer tabakası olup meteorolojik hava olaylarının meydana geldiği bir başka deyişle biz denizcileri en fazla ilgilendiren atmosfer tabakasıdır.€ Hemen hemen atmosferdeki tüm su buharı bu tabakadadır. Troposfer ekvatorda 18, orta enlemlerde 11 €, kutuplarda ise 8 km kalınlıktadır. En önemli özelliği, yükseldikçe doğrusal olarak sıcaklığın düşmesidir.€ Isı 1000 metrede 6 derece santigrat düşer. Yükseldikçe ısı düşmesi Troposferin haricinde bir de mezosferde görülür.€
Hava derken kısaca dünyamızı çevreleyen atmosferin troposfer tabakasını, hava durumu derken de bu tabakada belirli veya kısa bir zaman süresi içinde tanımlanan hava elemanlarını kastederiz.
Hava elemanları; havanın fiziki özellikleri ile gözlem ve ölçüm ile tespit edilebilen oluşumlarıdır.
· Havanın fiziki özellikleri
o Havanın sıcaklığı,
o Havanın basıncı, (atmosferik basınç)
o Havanın rutubeti, (Nemi)
· Havadaki oluşumlar
o Hava kütleleri ve cepheler
o Rüzgârlar,
o Yağış ve bulutlar, (Yağmur, Kar, Dolu v.s.)
o Ufki görüş, (Rüyet)
Gemide kısa süreli yöresel tahminlerin yapılabilmesi için devamlı olarak hava elemanları takip edilir ve gemi jurnaline kayıt edilir. Teknolojik imkânların az olduğu zamanlarda bu veriler aynı zamanda kıyı istasyonlarına da bildirilmekteydi. Ancak bugün sadece gemi jurnaline kayıt yeterli olmaktadır.
Havanın sıcaklığı, taşıdığı ısı enerjisinin bir ölçüm aracı ile ölçülen miktarıdır.
Ölçek; ölçülebilir bir unsurun bir referansa göre farkının belirli bir birim ile belirlenmesidir. Tarihte sıcaklığın ölçümünde referans alınacak noktanın belirlenmesi uzun yılları almıştır. Bu maksatla muayyen su kaynaklarının sıcaklığı, muayyen evlerin bodrum sıcaklıkları gibi sıcaklıklar dahi referans olarak kullanılmıştır.
Bugün meteorolojide kullanılan sıcaklık ölçekleri;
· Celsius (Centigrade) ölçeğinde saf suyun deniz seviyesindeki donma ve kaynama noktaları referans olarak alınmıştır. Ölçeğin birimi derecedir. Bu referansa göre donma noktası “0”, kaynama noktası “100” derece olarak belirlenmiştir. “0” derecenin altındaki değerler negatif (-) olarak gösterilmiştir.
· Fahrenheit ölçeğinde soğuk bir karışımın ve ağız boşluklarının sıcaklıklarını referans olarak almıştır. Buna göre saf suyun deniz seviyesinde donma noktası “32” kaynama noktası “212” derece fahrenheit’e denk gelmektedir. Derece aralıkları da centigrade’den farklıdır.
· Kelvin (Mutlak sıcaklık) ölçeğinde referans mutlak sıfırdır. Ölçek mutlak sıfırdan başlar. (-273.15 derece centigrade. İşlemlerde 273 olarak alınır) Bunun altında bir değer olmadığından Kelvin ölçeğinin negatifi yoktur. Kelvin ölçeğinde birim yine Kelvin’dir. Centigrade derece aralığı ile Kelvin aralığı eşittir. Bu durumda 273 Kelvin “0” derece centigrade’ye eşit olur.
Çevrim için aşağıdaki formülleri kullanırız;
· Fahrenheit’i Centigrade’a çevirmek için C= 5/9 (F - 32),
· Centigrade’yi Fahrenheit’e çevirmek için F= 9/5 C + 32,
· Centigrade’yi Kelvin’e çevirmek için K=C+273.
Sıcaklık ölçümünde kullanılan aletlere “Termometre” denir. İlk termometre Galileo tarafından 1593 de icat edilmiştir. Bugün denizde farklı amaçlar için kullanılan farklı termometreler vardır. Termometre üzerinde kullanılan ölçekler de farklı olabilir. Örnek olarak aynı standart bir termometrenin her iki yanında farklı iki ölçek kullanılabilir. Biri centigrad diğer fahrenheit olabilir. “0” derece centigrade’nin “32” fahrenheit’e denk geldiğini de burada görebiliriz.
· Standart termometre €
Altı ve üstü kapalı ince bir cam tüpün içerisinde cıva veya alkol vardır. Tüpün altında alkol veya cıvanın toplanması için bir hazne bulunur. Tüp dikey konumda bulundurulur. Sıcaklıkla cıva veya alkol genleşip büzülür. Tüpün yan tarafında da termometre cetveli vardır. bu cetvel istenen ölçeğe göre yapılabilir. Centigrade, fahrenheit gibi.
Standart termometre Deniz termometresi
· Deniz termometresi
Deniz termometresi deniz suyunun ısısını ölçmek için yapılmıştır. Termometre yanı açık altında bir su haznesi olan metal bir kılıf içerisindedir. Suya sallandırılan termometre biraz bekletilip çıkartılır. Kılıfın su haznesine dolan su okuma süresince değerin değişmemesini sağlar. Okuma sonrası bu hazne boşaltılır.
· Maksimim termometre
Gün içindeki en fazla ısıyı ölçmek için yapılmıştır. Altı ve üstü kapalı ince bir cam tüpün içerisinde cıva vardır. Tüpün altında cıvanın toplanması için bir hazne bulunur. Tüp yatay konumda bulundurulur. Tüpün hazneye yakın bir yeride cıvanın geçeceği yer cıvanın artan ısı ile içinde geçeceği fakat soğuduğunda geri dönemeyeceği şekilde dar yapılmıştır. Bu şekilde gün içerisindeki oluşan en yüksek ısı değeri ölçülebilir. Bu termometre ile günde bir kere akşam 21.00’da ölçüm yapılır.€ Ölçümden sonra silkelenerek cıvanın haznesine geri dönüşü sağlanır.
Maksimum termometre Minimum termometre
· Minimum termometre
Gün içerisindeki en düşük sıcaklığı ölçmek için yapılmıştır.€ Altı ve üstü kapalı bir ince cam tüpün içerisinde alkol € ve index denilen çok bir ince renkli cam çubuk vardır.€ Tüpün bir ucunda alkolün toplanması için bir hazne bulunur. Tüp yatay konumda bulundurulur. Sıcak düşünce alkol büzülür ve haznesine döner. Dönerken içindeki indexide kendine doğru çeker. Ancak ısı yükseldiğinde genleşerek yükselen alkol indexi ileri itemez. İndex en son indiği yerde kalır. Bu şekilde gün içerisindeki oluşan en yüksek düşük ısı değeri ölçülebilir. Bu termometre ile günde iki defa sabah 07.00 ve akşam 21.00’da ölçüm yapılır. Ölçümden sonra termometre silkelenerek index’in ileri gitmesi sağlanır.
· Six termometre (Maximum-minimum termometre)
Six termometre
Gün içerisindeki en yüksek ve düşük sıcaklık değerlerini öğrenebilmek için yapılmıştır.€ Bu termometre bir yerde mimimum ve maximum termometrelerin birleştirilmiş halleridir. “U” şeklinde ve uçlarında birer hazne olan cam tüpten yapılmıştır. İçinde hem cıva hem de alkol bulunur. Haznelerin birinde gaz vardır. Hava soğudukça alkol ve cıva gaz olmayan hazneye toplanmaya başlar ve bu taraftaki bir cam indeksi de beraberinde sürükler. Hava ısınınca alkol ve cıva genleşmeye başlar ve gaz bulunan taraftaki cam indeksi sürükler. İndeksler gittikleri yerlerde kalırlar. Bu şekilde gün içerisindeki en yüksek ve düşük sıcaklıkları öğrenebiliriz.
· Madeni termometre
Metal termometrede ısı ile genişleyen bir metal çubuğun ucuna bir gösterge yerleştirilmiştir. Gösterge o anki ısı değerini belirli bir ölçeğe göre hazırlanmış cetvelde gösterir.
· Yazıcı termometre (Termograf)
Yazıcı termometrede diğer adı ile Termoğraf belirli periyottaki sıcaklığı ölçüp kaydeden bir cihazdır.€ Bu alette ısı ile genişleyen bir metal çubuğu ucuna bir mürekkepli kalem yerleştirilmiştir. Bu kalem saatli dönen bir kâğıt rulosuna o anki ısı değerine göre çizim yaparak belirli bir süre içindeki ısı değişimini belirtir.
1.5.3.1. Yeryüzündeki Isı Kaynakları
Atmosferi ısıtan başlıca kaynaklar büyüklük sırasına göre aşağıda sıralanmıştır.
· Güneş
Atmosferi ısıtan en büyük kaynak güneştir. Dünya ışıma yolu ile güneşten gelen ısı ile ısınır. €
· İnsan
İnsan bedenlerinden, araçlarından, evlerinden, fabrikalarından, yakılan ormanlardan ve bunun gibi insan yaşamından kaynaklanan ısı dünyanın ısınmasında ikinci derecede büyük kaynağı oluşturur.
· Yanardağlar
Zaman zaman patlayan yanardağlardan çıkan ısı az da olsa dünyanın atmosferini ısıtan kaynaklardan birisi sayılır.
1.5.3.2. Yeryüzündeki Isı Farklılıklarının Nedenleri
Dünyanın ısınmasında ana kaynak güneştir. Isı bu kaynaktan ışıma yolu ile dünya’ya iletilir. Ancak yeryüzünün farklı yerleri farklı zamanlarda farklı nedenler ile farklı ısınır. Bunun iki ana nedeni vardır. Dünyanın hareketi ve albedosu.
· Dünyanın hareketi
Dünya güneş ve kendi etrafında iki değişik hareket yapar. Güneş çevresindeki yörüngede ise dik değil yatık durmaktadır. Bunlar dünyanın farklı ısınmasına sebep olan unsurlardandır.
o Dünyanın güneş etrafındaki hareketi
Dünya güneş etrafında eliptik bir yörünge üzerinde döner. Bu neden ile yörünge üzerinde farklı zamanlarda farklı ışınlara maruz kalır.
o Dünyanın yatıklığı
Dünya yörünge üzerinde 23,5 derecelik bir açı ile yatık durduğundan ışınlar yeryüzünde farklı yerlere farklı zamanlarda farklı miktarlarda gelir.
o Dünyanın kendi etrafındaki hareketi
Dünyanın kendi etrafındaki hareketi nedeni ile bir yer gündüz güneş ışınlarını alabilirken gece alamaz. . (Orta enlemde günün en sıcak zamanı öğleden sonra saat 2 ile 5 arasıdır.€)
· Dünyanın albedosu
Dünyaya ulaşan ışınlar ulaştıkları yerdeki farklı yansıtma ve farklı emme özelliklerine göre dünya tarafından farklı miktarlarda emilirler. Bu da farklı ısınmalara sebep olur.
o Yansıtma özelliği
§ Renk farkı
Açık renkli yerler koyu renkli yerlere nazaran daha fazla ışın yansıtıcıdır. (Örnek: yazın üzeri açık renkli yerlere çıplak ayakla rahat basılabilirken, koyu renkli yerlere ayak basılamaz. Işınların bir kısmı daha yer yüzeyine inmeden bulutlar ve atmosferdeki diğer maddeler ile yansıtılarak kaybedilir.)
§ Düzlük farkı
Düz satıhlar engebeli satıhlara nazaran daha iyi yansıtıcıdır. (Örnek: Denizler karalara nazaran çok fazla oranda güneş ışınını yansıtır. Deniz yüzeyine gelen ışının takriben %40-50’ı geriye yansıtılır.)
o Emme özelliği
Yoğun cisimler yavaş fakat daha fazla, düşük yoğunluktaki cisimler çabuk fakat daha az ısı emer. (Örnek: yazın aynı yerde taşlar ayak basılmayacak kadar sıcak olurken toprak üzerinde daha rahat yürünebilir. Kış başında aynı enlemde bulunan denizler ile karalar arasında denizler daha sıcaktır.€)
Güneşten yayılan ısı enerjisinin dünya tarafından emilmesi olayına İnsolasyon, yeryüzünden veya atmosferden yansıyarak kaybedilen enerjiye, “Insolasyon artığı” veya genel litaratürde “Dünyanın Albedo”su denir. Dünyanın Albedosu, takriben Dünya’ya ulaşan enerjinin % 35-40’ı kadardır.
1.6. Havanın Basıncı
Basınç, birim alana uygulanan kuvvettir. Havanın (atmosferik) basıncı ise bir anlamda, bulunulan yerin üzerindeki havanın ağırlığıdır.
Hava basıncının ölçülmesinde çok farklı ölçekler kullanılır. Meteorolojide kullanılan basınç birimleri aşağıda sıralanmıştır. €
· Bar (750 toriçelli)
· Toriçelli (0,001 atmosfer)
· Atmosfer (101325 pascal)
· Pascal (0,0001 psi)
· Psi (0,069 bar)
Atmosferik basıncı ölçen alete Barometre denir. Genelde gemilerde aşağıdaki tip barometreler kullanılır.
· Aneroid (Metalik) barometre
Aneroid barometrenin hassas elemanı vidi kutusudur.€ Vidi kutusu içindeki hava kısmen boşaltılmış esnek bir kutudur. Eski tiplerde vidi kutusu bir körük biçimindeyken; modern barometrelerde bu kutu helozonik biçimdedir. Dış basınç azaldıkça uzar ve ona bağlı olan bir göstergeyi hareket ettirir. Anoroid barometrelerin eski tiplerinin kadranında sadece kabaca hava durumunu gösteren genel ifadeler varken bugün kullanılan modern barometrelerde kadran milibar cinsinden basınç değerini göstermektedir.
· Barograf (Yazıcı barometre)
Belirli bir süre içerisinde, basıncın değişimini takip etmek için barograflar kullanılır. Barografın da hassas elemanı vidi kutusudur.€ Bir yazıcılı göstergeye kumanda eder. Yazıcı üzerinde saat ve günler ile basınç ölçeği bulunan yavaş yavaş dönmekte olan bir rulo kağıda çizim yaparak basınç değerlerini bize bildirir.
Atmosferde basınç değişik nedenler ile değişim gösterir. Bunlar;
· Basıncın yüksekliğe göre değişmesi,
Atmosfer basıncı, bulunulan yerin üzerindeki hava kütlesinin ağırlığı olduğuna göre deniz seviyesinden yukarılara doğru çıkıldıkça, üstteki hava miktarı azalacağından basınç da azalacaktır. Ayrıca bu azalma yukarı doğru çıkıldıkça yerçekimi nedeniyle azalan yoğunlukla daha da süratlenecektir. Yükseldikçe basınçla birlikte ısıda düşer.
· Basıncın periyodik değişimi,
Dünya ayın ve güneşin çekimsel gücüne tabidir. Bu çekim gücü ay ve güneşin pozisyonuna göre gün içerisinde azalır ve çoğalır. Çekim arttığında basınç artar, düştüğünde de basınç düşer. Herhangi bir sinoptik değişiklik olmadığı takdirde bu orta enlemlerde yerel saat ile 04.00 ile 16.00 civarında basıncın azalması, 10.00 ile 22.00 saatlerinde de artması şeklinde periyodik meydana gelir.
· Basıncın ısıya göre değişimi,
Isınan hava genleşir. Eğer hacim sınırlıysa burada basınç da artar. Atmosferde bir anlamda çevrede soğuyan ve daralan bir hava kütlesi yoksa kapalı bir ortamda gibi olduğundan havanın ısındığı yerde basınç da artar.
Havanın içindeki su buharına havanın rutubeti veya havanın (atmosferik) nemi denir.
Havanın rutubetinin ölçümünde kullanılan referans, o havanın taşıyabileceği en fazla rutubet miktarıdır. Havanın rutubet miktarı; sahip olduğu rutubetin taşıyabileceği en fazla rutubete % oranı şeklinde belirtilir. Yani havanın rutubet miktarı nispi olarak belirlenen bir değerdir.
Havanın muhafaza edebileceği su buharı (nem), havanın basıncı ve ısısına göre değişir. Hava sıcaklığı arttıkça veya basınç düştükçe havanın içinde muhafaza edebileceği nem miktarı artar. Bunun tersi olarak ta, hava sıcaklığı düştükçe veya basınç arttığında havanın içinde muhafaza edebileceği nem miktarı azalır.
Sahip olduğu ısı ve basınca göre muhafaza edebileceği en fazla neme sahip havaya “Doymuş hava”, doymuş havanın sıcaklığına da “Doyma noktası sıcaklığı” (Dow point heat) denir.
Havanın içindeki nemin, o havanın taşıyabileceği en fazla neme oranının yüzde olarak ifadesine “Nispi nem” (Bağıl nem) denir. Havanın rutubet miktarı belirtilirken bu oran belirtilir.
Nispi nem(%) = havadaki nem miktarı x 100 / doymuş havanın taşıyabileceği nem miktarı
Hava ısındıkça daha fazla nem tutabilir. Bu neden ile içinde aynı miktarsa su buharı olsa bile hava ısındıkça bağıl nem düşer.€
Örnek:
500 mb basınçta 20 derece hava 27,68 gr, 30 derece hava 57,84 gr su buharı taşıyabilir. Buna göre;
20 derecede 500 mb basınçtaki havada 27 gr su buharı varsa bunun bağıl nemi %98,
30 derecede 500 mb basınçtaki havada 27 gr su buharı varsa bunun bağıl nem %47 dir.
Bağıl nemi higrometre (saçlı) ve psikrometre ile ölçer, higrograf ile hem ölçer hem de sürekli kayıt edebiliriz.€
· Higrometre
Higrometre neme duyarlı bir materyalin nem ile uzayıp kısalması prensibine dayanarak yapılmıştır. Bu materyal sarışın insan saçıdır. Bu saça bağlanan bir ibrenin mevcut nemi gösteren kadran ile birleştirilmesi ile yapılmıştır. Saç kullanıldığından buna saçlı higrometre de denir.
· Hidrograf
Higrograf ise aynı higrometre gibi çalışın ancak ölçtüğü nemi sürekli kaydeden cihazdır. Bunda da hassas eleman sarışın insan telidir. Bu saça bağlı yazıcı gösterge devamlı dönen bir rulo üzerine çizerek nispi nem durumunu kaydeder.
· Psikrometre
Su buharlaşırken bulunduğu ortamdan ısı alır. Ortamdaki rutubet artıkça buharlaşması düşer. Nispi nemin ölçülmesinde kullanılan Psikometrelerde bundan yararlanılmıştır. Psikometrede yan yana iki termometre konmuş ve bir tanesinin haznesi (Termometrenin yapılışına göre cıva veya ispirto) bir fitil ile sarılmıştır. Bu fitilin diğer ucu da bir su kabının içine konmuştur.
Su kabından devamlı olarak su emen fitil, termometrenin haznesini ıslak tutmaktadır. Hazneyi saran fitildeki su ortamın nem miktarına göre buharlaşma yapar ve termometrenin gerçekte göstermesi gereken hava sıcaklığından daha düşük bir derece gösterir. Psikometrenin diğer termometresi ise bu şekilde ıslatılmadığından gerçek hava sıcaklığını gösterir. Her iki termometrenin gösterdiği ısı farkına göre havadaki nispi nem miktarı hazırlanmış cetvellerden yararlanılarak bulunabilir.
Psikometreler, gemilerde açık havada ancak korumalı ve panjurlu kutularda muhafaza edilirler. Çeşitleri vardır.
o Sabit kasa psikrometre
Islak ve kuru termometreler yan yana ve dikey pozisyonda sabit durmaktadır. Islak termometrenin fitili içi saf su dolu olan bir hazne içerisindedir. Bu şekilde ıslak termometrenin cıva/alkol haznesi daime ıslak kalmaktadır.
o Sapanlı termometre
Sapanlı psikrometrede yine ıslak ve kuru termometreler yan yanadır ancak bağlandıkları kasa ortasından kutusuna döndürülebilecek şeklide irtibatlıdır. Kasanın bir ucunda psikrometreyi döndürebilecek bir tutamaç (sapan) vardır. Islak termometrenin cıva/alkol haznesi bir fitil içerisindedir. Ölçüm yapılacağı zaman bu fitil saf su ile ıslatılır ve sapan yardımı ile psikrometre 4 tur/sn süratle döndürülerek ıslak termometrenin ısısı düşürülür. En fazla düştüğü değer alınır.
o Aspiratörlü psikrometre
Aspiratörlü psikrometrede ıslak termometre bir mini fan ile soğutulur.
Havanın nemi (rutubeti) hava içindeki su buharı miktarıdır. Atmosferdeki su buharı miktarı farklı sebeplerle değişim gösterir. Bu nedenlerin başlıcaları;
· Dünyanın farklı yerlerinde farklı miktarda su kaynağının bulunması ve
· Dünyanın farklı yerlerinin farklı zamanlarda farklı ısınması, (sıcaklık arttıkça bağıl nem düşer. Dolayısıyla ısı değişimleri de bağıl nemi değiştirir. Gün içinde sıcaklığın en fazla olduğu saatler öğleden sonra olacağı için öğleden sonra bağıl nem de artar.€)
Havanın içindeki su buhar miktarı o havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarına ulaştıktan sonra “Doymuş hava” olur ve daha fazla su buharını içine alamaz. Bu nokta o hava için “çiğ noktası”dır. Bundan sonra bir şekilde o havanın basıncı artar veya ısısı düşerse, taşıyabileceği nem miktarı da düşer ve taşıyabileceği miktarı geçen su buharı miktarı yoğunlaşarak yağış halinde yeryüzüne döner
Doğada yukarıda belirtilen şartlar atmosferin ilk tabakası olan troposferde gerçekleşir. Bu tabaka yer yüzeyinden itibaren 8 mil yüksekliğe kadar çıkmakta olup içerisindeki kimyasal yapı homojendir ve yükseklere çıktıkça sıcaklığı basıncı ve ısısı düzenli şekilde düşüş gösterir.
Yeryüzündeki belirli bir nem taşıyan hava, güneşten ışıma yolu ile gelen ısı ile ısınır. Isınan hava bilinen fizik kurallarına göre genleşir ve yükselir. Troposferde yükselen hava yükseldikçe sıcaklığı düşer. Veya hareket halindeki daha soğuk veya daha yüksek basınca sahip bir hava kütlesi ile de karşılaşabilir. Her iki durumda da havanın taşıyabileceği nem miktarı düşer ve havanın taşıyamayacağı fazla nem yağış olarak yer yüzeyine geri döner.
Havanın içindeki rutubetin yüksekliği yağış miktarını, ısının düşme veya basıncın artma derecesi de yağışın şeklini belirler. Yüksek miktarda rutubet taşıyan havanın çok soğuması veya basıncının çok artması çok yağış meydana getirir.
Yağış çeşitleri;€
· Yağmur: Bulutlarda bulunan su zerrelerinin içine girdikleri donma derecesinin üzerindeki soğuk hava akımının etkisi ile çoğalmaları ve ağırlaşarak yeryüzüne sıvı olarak düştükleri halleridir. Hava içindeki tozlar bu yoğunlaşmayı artırıcı fonksiyon görür.
· Kar: Yağmur tanelerinin yeryüzüne inişlerinde içinde bulundukları suyun donma derecesinin altındaki soğuk havanın etkisi ile yavaş yavaş kristalleşmeleri sonucu oluşan halleridir.
· Dolu; Yağmur tanelerinin yeryüzüne inişlerinde karşılaştıkları suyun donma derecesinin altındaki soğuk havanın etkisi ile süratli soğuyarak oluşturdukları buz halleridir.
· Çiğ: Havadaki rutubetin, açık sakin gecelerde yeryüzündeki soğuk cisimler üzerinde yoğunlaşarak oluşturdukları su halleridir.€
Meteoroloji kuruluşları tarafından, hava durumu muhtelif yerlerde yapılan hava elemanları gözlem ve rasatları ile tespit edilmektedir. Yapılan rasat ve gözlemlerin kullanışlı bir malumat şeklinde elde edilmesi bu bilgilerin “Hava Haritaları” şeklinde tanzimi ile mümkündür. Hava haritaları, geniş bir saha üzerinde aynı anda toplanan değerler ile elde edildiğinde “Sinoptik hava haritaları” olarak tanımlanır. Sinoptik deyimi geniş bir saha üzerinde aynı veya çok kısa zaman süresi içinde toplanan değerleri ifade eder.
Sinoptik bilgilerin üzerine işleneceği haritalarda bilhassa mesafe ve istikamet olarak resmedilmiş olmalıdır. Mesafe ve istikamet bakımından sıhhat sağlayan projeksiyon Lambert projeksiyon olup sinoptik haritaların çiziminde 1/1250000 mikyası ile 1/690000 arasındaki muhtelif mikyaslı haritalar kullanılmaktadır.
Sinoptik haritalarda gösterilmiş bulunan ve dünyanın muhtelif bölgelerini kapsayan meteoroloji istasyonları atmosfer elemanlarını her altı saatte bir tespit ederek SINOPTİK KOD adı verilen özel mesaj formları ile bölgelerinin merkezlerine gönderirler. Şimdiki hava raporu anlamında “WW” kodu ile gönderilen bu mesajlar € açılarak istasyon verilerini içeren haritalara işlenir. Aşağıda bir istasyondan bir zaman dilimine ait gelen kodlu mesajın istasyon verilerinin işlendiği haritaya yazılma şekli çözümü ile verilmiştir.
Şeklin ortasındaki daire haritada istasyonun bulunduğu yerdedir. Bu dairenin gölgelendirme oranı havanın bulutluluk oranını gösterir. Örneğimizde havanın ¾ oranında kapalı olduğunu göstermektedir. Daire üzerine çizilen çizgi rüzgârı gösterir. Çizginin yönü rüzgarın geldiği yöndür. Örnekte rüzgâr kuzeyden esmektedir. Rüzgâr çizgisinin üzerindeki eğimli çizgilerde rüzgârın şiddetini verir. Uzun çizgiler 10 knt, kısa çizgiler 5 knt’dır. Rüzgâr tek ince çizgi ile gösterildiyse 2, istasyon yuvarları iç içe iki daire şeklindeyse 0, eğimli çizgi yerine içi dolu üçgen varsa 50 nm’i ifade etmektedir.€ (Bunu beaufort skalasına göre belirtmek istersek nm olarak rüzgâr süratini 5’e böler 1-7 için 1 ekler, 10 ve üstü için 1 çıkartırız.) Örnekteki rüzgâr 30 knt’dır. (7 beaufort) € Üst soldaki 2 hava sıcaklığını verir. Örnekte 20C. üst sağdaki 15,6 basıncı verir. Örnekte basınç 1015,6. soldaki 97 görüşü belirtmektedir. Örneğe göre 5-10 nm. görüş mesafesi var. Görüşün yanındaki işaret yağışı gösteriyor. Örneğe göre hafif kar yağışı var. Onların altındaki 08 rüzgârın meydana getirdiği dalgaların periyodunun 8 saniye olduğunu dalga yüksekliğinin de 3,5 m olduğunu göstermektedir. Onun yanındaki üçgen geçmişteki hava durumunda sağanak yağış olduğunu gösteriyor. Dalgalı ok ölü dalgaların mevcudiyetini ve yönünü göstermektedir. Örneğe göre NE’den ölü dalga vardır ve bu dalgalar 2,5 m yükseklikte 11 saniye periyotlu gelmektedir.
Bahis konusu merkezler diğer merkezler ile bu bilgileri birbirine vererek sinoptik haritaları oluştururlar. Örneğin bütün Avrupa’ya ait bir sinoptik harita rasat zamanından iki saat sonra elde edilebilir. Memleketimiz için merkez Ankara Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü olup, yurdumuza ait topladığı bilgileri Roma, Sofya ve Atina gibi merkezlere verir ve bu merkezlerden bölgelerine ait bilgileri alır.
İstasyon verilerinin meteoroloji haritaları üzerinde ilgili işlenmesini müteakip muhtelif eş değerli elemanlar, eğriler ile birleştirilerek sinoptik haritalar elde edilir. Eş verilerin birleştirilmesi ile elde edilen eğrilere aşağıdaki isimler verilir.
İzohipsi : Muayyen bir basınca ait yükseklik
İzobar : Basınç €
İzoterm : Sıcaklık
İzopiknik : Yoğunluk
İzotak, (İsovel,İzoneman) : Rüzgar sürati
İzonop : Bulutluluk
İzogen : Rüzgâr istikameti
İzohyet : Yağış
İzolobar : Basınç değişmesi
İsodrosaterm : Çiğ noktası sıcaklığı
Izobar çizgilerinin birleştirilmesi ile yüksek ve alçak basınç alanları ortaya çıkar. Yüksek basınç merkezleri “H” € alçak basınç merkezleri “L” simgesi ile gösterilir. Bu basınç alanlarının bir birine yakalaşmaları ile cepheler, cepheler ile yağış, rüzgâr tahminleri yapılabilir.
Kısa süreli yerel aletli hava tahmininde bulunabilmek için gereken ortam; açık alan, gereken malzeme; termometre, barometre, higrometre, doymuş hava tablosu, kâğıt, kalem.
· Hali hazırdaki ısı, basınç ve nispi nem miktarları tespit edilir,
· Doymuş hava tablosundan hali hazır havanın doymuş halinin taşıyabileceği nem miktarı bulunur,
· “Nispi nem(%) = havadaki nem miktarı x 100 / doymuş havanın taşıyabileceği nem miktarı “ formülünden hali hazır havadaki nem miktarı bulunur,
· Doymuş hava tablosundan hali hazır ısı ve basınç değerlerinin kesişim noktasının hizasından hâlihazır nem miktarını doymuş hava nem miktarının altına düşüren bir başka deyişle yağış başlatan ısı ve basınç değerleri bulunur.
· Hava sıcak ve basıncının değişim süratine ve miktarına göre hava tahmininde bulunulur.
Hava sıcaklığı 20 derece santigrat, havanın basıncı 850 mb’dır. Hali hazır nispi nem miktarı %88’dır. Havadaki hangi basınç artışı veya ısı düşüşü bir yağış başlatacaktır?
· Hali hazır ısı 20 derece, basınç 850 mb ve nispi nem miktarı %88’dir,
· Doymuş hava tablosundan 20 derece sıcaklık, 850 mb basınç doymuş havanın taşıyabileceği nem miktarı 17,64 gr olarak bulunur,
· “Nispi nem(%) = havadaki nem miktarı x 100 / doymuş havanın taşıyabileceği nem miktarı “ formülünden (88 = havadaki nem miktarı x 100 / 17,64) 1kg havadaki nem miktarı 15,52 gr olarak bulunur.
· Doymuş hava tablosundan 20 derece sıcaklık, 850 mb basınç kesişim noktasının hizasından nem miktarını 15,52 gr değerinin altına düşüren bir başka deyişle yağış başlatan 967 mb ve 17,5 derece ısı değerleri bulunur.
Bulut, doyma noktasındaki havanın içindeki yoğunlaşan fakat yağış haline geçemeyen neminin meydana getirdiği tabiat olayıdır. Bulutların varlığı ve cinsi bize hava tahminlerinin yapılmasında büyük yarar sağlar.
Mevzii olarak ısınan ve yükselen içinde nem bulunduran hava Troposfer içinde yükseldikçe soğur. Yükselen ve yükseldikçe soğuyan havanın ısısı o hava kütlesinin “Doyma Isısı”na geldiğinde içindeki nem yoğunlaşmaya başlar. Yoğunlaşmada önce çok küçük su zerreleri oluşur. Bu zerreler kütle itibarı ile çok küçük olduklarından yağış halinde yer yüzeyine inemez havada askıda kalır ve bulutları meydana getirirler.
Bulutlar;
· Hava akımları ile yükselirlerse,
· Soğuk basınçlı hava akımları ile karşılaşırlarsa,
· Yüksek basınçlı hava akımları ile karşılaşırlarsa,
Nem içerme kapasiteleri düşeceğinden yoğunlaşma artar, oluşan su zerreleri birleşerek daha büyük kütleye sahip su damlacıklarını meydana getirirler ve yağış olarak yeryüzüne inerler.
Yer yüzeyindeki mevzi ısınmalar ve yer yüzeyinin topografik yapısı, havanın dikey yükselmesine, hava içerisindeki toz gibi yabancı maddeler de su zerrelerinin birleşerek damlacıkların meydana gelmesinde etkin rol oynarlar.
Gökyüzündeki bulutluluk durumu, denizciler için hava tahminlerinde önemli rol oynar. Gökyüzünün bulutlar ile kaplı oluş durumu gemi jurnallerine yazılır. Bulutluluk durumunu tarif ederken aşağıdaki referansları kullanırız.
Bulutlar yapılarına ve yüksekliklerine göre iki şekilde sınıflandırılır.
· Yapıları bakımından sınıflandırma
Yapıları bakımdan bulutlar üç sınıfa ayrılırlar;
o Sirrüs
o Kümülüs
o Stratüs
· Yüksekliklerine göre sınıflandırma €
Bulutlar yüksekliklerine göre dörde ayrılırlar. Alçak, orta, yüksek ve düşey gelişmeliler. Yüksek bulutlar açık ve ince, alçak bulutlar kalın ve koyudur. Şayet bir bulut normal seviyesinin daha üzerinde meydana gelirse “ALTO” kelimesi ilave edilir. Sirrüs bulutları bunun dışındadır. Şayet bir bulut yağış doğurursa “NİMBÜS” ilave edilir.
2.1.3.2. Bulutların Cinsleri ve Özellikleri
2.1.3.2.1. Yüksek Bulutlar (6000 m. - 15.000 m.)
CIRRUS CIRROCUMULUS
CIRRUS: Uçları kıvrık tüy şeklinde buz kristallerinden oluşur.€ Şeffaf görünüşlüdür. Yoğun sirrüs demetlerindeki büyük buz tanecikleri hareketliliği sebebiyle düşey uzantılar meydana gelebilir. Sık olmamakla beraber bazen bu uzantılardaki buz kristalleri ufak su damlaları halinde erir ve uzantılar bulutun beyaz görünüşüne ait olarak gri bir renk alır ve gök kuşağının meydana gelmesine sebep olabilir.
CIRROCUMULUS: Ufak dalgacıklar, kum taneleri ve saire şeklindeki oldukça küçük unsurlardan birleşik ince, beyaz ve gölgesiz bulut örtüsü veya tabakasıdır. Bu bulutlar hemen hemen tamamen buz kristallerinden ibarettir.
2.1.3.2.2. Orta Bulutlar (2000 m. - 6000 m.)
ALTOCUMULUS: Genellikle gölgeli beyaz veya gri, yahut da hem beyaz ve hem de gri renkte bulut örtü veya tabakasıdır. Esas itibariyle değişik şekildeki su damlalarından meydana gelmiştir. Bu bakımdan şeffaflık dereceleri azdır. Buna rağmen çok düşük sıcaklıklarda buz kristallerinden de meydana gelebilir.
ALTOSTRATUS: Çizgili, lif lif veya yekpare görünüşteki grimsi veya mavimsi renkteki bulut örtü veya tabakasıdır. Semayı tamamıyla veya kısmen kaplar. Bazı kısımları güneşin, tıpkı buzlu cam arkasından görünüyormuş gibi belirli belirsiz tarzda görünmesine imkan verecek şekilde incedir. Altostratüs hale olayını göstermez. Altostratüsler yatay olarak birkaç yüz kilometre genişliğinde bir sahayı kaplar ve dikine olarak ta bir kaç yüz veya bir kaç bin metre kalınlıkta olabilir. Su damlaları ve buz kristallerinden teşekkül eder.
2.1.3.2.3. Alçak Bulutlar (0 - 2000 m.)
STRATOCUMULUS NİMBOSTRATUS STRATUS
STRATOCUMULUS: Hemen hemen koyu kısımları havı gri veya beyazımsı, yahut ta hem gri hem de beyazımsı renkteki örtü veya tabakasıdır. Su damlalarından meydana geldikleri gibi bazen yağmur damlaları, kar paletleri ve ender olarak ta kar kristalleri veya kar pullarını ihtiva eder. Çok seyrek olan buz kristalleri buluta lif manzarası verir. Çok soğuk havalarda stratokümülüsler, hale olayı meydana getiren bol miktarda buz kristallerini ihtiva eder.
NİMBOSTRATUS: Ekseriya koyu olmak üzere, gri renkteki bulut tabakasıdır. Bu bulut tabakasının mevcudiyeti devamlı surette yağan ve ekseriya yer yüzeyine ulaşan yağmur veya kar vasıtasıyla hemen hemen ayırt edilebilir.€ Bu bulutu ihtiva eden parçacıkların büyük çapta bir araya toplanması ve yukarıya doğru bulutun oldukça kalın olması sebebi ile güneş ışığını tamamen keserler. Bu bulut yere kadar ulaşsın veya ulaşmasın yağmur, kar veya buz paletlerini meydana getirir. €
STRATUS : Genel olarak, gri renkte bulutlar olup, muntazam tabakalara sahiptir. Bu bulutlardan çisenti, buz prizmaları ve kar taneleri meydana gelir.€ Güneş bu bulutlardan görüldüğü zaman bulutların hudutları kolayca tayin edilebilir. Çok düşük sıcaklıklar hariç tutulursa, stratüsler hale olayını meydana getirmez. Stratüsler kalın olduğu zamanlarda, ekseriya çisenti damlalarını bazen buz prizmalarını veya kar zerrelerini ihtiva eder. Stratüs bulutun yere inmiş haline sis denir.€
2.1.3.2.4. Düşey Gelişmeli Bulutlar (500m. - 5000 m.)
CUMULUS CUMULONIMBUS
CUMULUS: Küme veya kuleler halinde dikine olarak gelişen, genel olarak kesif durumda bulunan ve dış hatları belirli olan ve üst tarafı çok kere karnı bahar görünüşünü andıran müstakil bulutlardır. Bu bulutların güneşle aydınlanan kısımları ekseriya parlak beyazdır. Kümülüslerin, tabanı nispeten koyu ve hemen hemen düzdür. Kümülüsler bazı zamanlarda intizamsız şekilde bulunabilirler. Kümülüsler esas itibariyle su damlalarından meydana gelmiş olup, fazla dikine inkişafa sahip olanlar yağmur şeklinde yağış meydana getirirler.
CUMULONIMBUS: Dağ veya büyük kuleler şeklinde ve büyük dikine uzanışı mavi kesif ve koyu bir buluttur.€ Şimşek [1] ve gök gürültüsü ile gelen dolu fırtınası, sağanak yağmur, oraj, tornado ve su hortumları cumulonımbusların özelliğidir.€ Kümülünimbusların üst kısımları ekseriya pürüzsüz veya lif lif yahut ta çizgilidir ve hemen hemen daima yassıdır. Bu bulutların üst kısımları örs veya büyük sorguçlar şeklinde yayılır.
Yüksekliklerine göre bulutların sıralanışı
Sis Stratüs bulutunun yeryüzüne inmiş halidir.€ Farklı tipleri vardır.€
· Enversiyon sisi: Sıcak stratus bulutlarının soğuk yeryüzüne yaklaşması ile oluşur.
· Buhar sisi; soğuk havanın, havadan daha sıcak bir suyun yüzeyinden akması halinde buhar sisi oluşur.
· Adveksiyon sisi: Sıcak havanın soğuk yüzey üzerinde hareketi ile oluşur.
· Yağmur sisi: Yağan yağmurun yeryüzüne yakın daha soğuk hava tabakası içerisinden geçmesi halinde meydana gelir.
· Radyasyon sisi; Bulutsuz bir gökyüzünde hafif rüzgâr altında yüksek bağıl neme sahip bir havanın soğuması ile meydana gelir.
· Yamaç sisi: Eğimli arazi üzerinde yükselen havanın soğuması ile oluşur.
Bir cismin çıplak gözle görülebileceği ve tanınabileceği en büyük mesafeye görüş uzaklığı veya mesafesi denir.€ Bu mesafeyi başlıca sis, yağış, rüzgâr serpintileri, toz ve tuz parçacıkları etkiler.€ Görüş uzaklığı jurnalin tespit edilerek kayıt edilmesi gereken değerlerindendir.
Yeryüzünde farklı yerlerin farklı ısınması, farklı bölgelerde farklı buharlaşmaların olması, basınç değişimleri ve bunların hemen dengelenememesi atmosferde yatay ve dikey olarak geniş bir hacim içerisinde homojen fiziki özellik gösteren hava kütlelerini meydana getirir. Bunlar büyüklük olarak, yatay istikamette binlerce mil karelik sahaları kaplar ve dikey olarak ta binlerce metre yüksekliklere kadar uzanır.
Hava kütleleri tam olarak gözle tanımlanamazlar, varlıkları meteorolojik rasatlarla belirlenebilir. Özelliklerini altlarında bulunan yeryüzü parçasından alırlar. Bu neden ile bir hava kütlesinin sıcaklık ve nemi, doğrudan altında yatan yer yüzeyi parçasından tespit edilir. Hava kütlelerinin sıcaklık ve nem özellikleri de bu kütlelerin yatay hareketi ile değişime uğrar.€
Yeryüzünde bazı bölgeler devamlı olarak belirli özellikteki hava kütlelerini meydana getirirler. Bu bölgelere kaynak bölgeler denir. Doğmuş oldukları bu kaynak bölgelerine göre isimlendirilen hava kütleleri;
· Arktik hava kütlesi (A)
Üzeri kar ve buzla örtülü kutup bölgesinde genellikle bütün mevsimlerde oluşan en soğuk ve en kuru hava kütlesidir.
· Polar hava kütlesi (P)
Kutuplara yakın yüksek enlemlerde (600) oluşan soğuk hava kütlesidir. Bilhassa Sibirya ve Alaska ile Kuzey Kanada üzerinde gözükür.
· Tropikal hava kütlesi (T)
Ekvatora yakın alçak enlemlerin (300) bulunduğu yerlerde doğan sıcak hava kütlesidir. Güney Asya, Kuzey Afrika-Suudi Arabistan, Atlantik Okyanusu ve Pasifik Okyanusu üzerinde görülen bir hava kütlesidir.
· Ekvatoral hava kütlesi (E)
Ekvator bölgelerinde meydana gelen sıcak hava kütlesidir.
Hava kütleleri ayrıca denizde ve karada teşekkül etmiş bulunmalarına bağlı olarak da isimlendirilir;
· Karasal (continental) (c) ; karanın kuruluğundan dolayı kuru hava kütlesidir.
· Denizsel (maritime) (m); denizin rutubetinden dolayı nemli hava kütlesidir.
Eğer hava kütlelerinin rutubet ve sıcaklık durumuna bakacak olursak; arktik karasal kuru-soğuk, arktik denizsel nemli-soğuk, polar karasal kuru-soğuk, polar denizsel nemli-soğuk, tropikal karasal kuru-sıcak, tropikal denizsel nemli sıcak, ekvatoral karasal kuru-sıcak, ekvatoral denizsel nemli-sıcak olur.€
Bir başka isimlendirme de, üzerinden geçtiği yerden daha sıcak veya daha soğuk olma durumuna göredir;
· Sıcak hava kütlesi (w)
· Soğuk hava kütlesi (k)
Tropikal hava kütlesi sıcaktır. Ancak üzerinden geçtiği karadan daha soğuksa Tropikal soğuk hava kütlesi olur.
Bu hava kütleleri analiz haritalarında sembollerle belirtilir. Hava kütlelerinin semboller ile belirtilmesinde önce denizsel veya karasal olup olmadığı, sonra kaynak bölgesi ve en son olarak sıcak mı, soğuk mu olduğu belirtilir. Hava kütlelerinin Analiz haritalarında gösterilmelerine ait örnekler;
mAk : Denizsel Arktik soğuk hava kütlesi,
cPw : Karasal Polar sıcak hava kütlesi,
mTk : Denizsel Tropikal soğuk hava kütlesi,
cTw : Karasal Tropikal sıcak hava kütlesi,
mPk : Denizsel Polar soğuk hava kütlesi,
Ülkemiz genel olarak kuzey Afrika ve Arabistan yarımadasında bulunan cT hava kütlelerinin etkisi altındadır. Ancak 300 ile 600 arasında olduğundan Avrupa’yı ve Basra körfezini etkileyen denizsel ve karasal, polar, tropikal, ekvatoral (mT, mP, cP) kaynaklardan da etkilenmektedir.€
2.4. Cepheler
Yukarıda, bir hava kütlesi içerisinde hava özelliklerinin homojen bir karakterde olduğunu görmüştük. Fakat hava kütleleri, hareketleri sırasında farklı sıcaklık karakterindeki bir başka hava kütlesi ile karşılaştığında, bu iki hava kütlesi arasındaki sınırda, keskin hava değişikliği meydana gelir. Yüksek basınçtan alçak basınca doğru bir hareket olacağından cepheler daima alçak basınç alanlarında oluşur.€
Bu ani değişikliğin tespit edildiği yer, iki farklı kütle arasındaki sınırı verir ki buraya “Geçiş Bölgesi” denir. Geçiş bölgesinin; dikey istikamette yükselen yüzeyine “Cephe Yüzeyi”, yer yüzeyi ile olan ara kesitine de “Cephe” denir.
Özetle; karşılaşan iki hava kütlesinin yeryüzündeki geçiş hattına cephe denir.
Bir cephenin geçişi sırasında,
· Ani ve büyük sıcak değişimi olur,
Cephe farklı sıcaklıktaki hava kütlerinin karşılaşması sonunda olduğundan cephe geçişinde büyük ısı değişiklikleri olur. Sıcak cephe daima soğuk cephenin üzerindedir.
· Ani ve büyük basınç değişimi olur,
Cephe yaklaşırken basınç düşer geçtikten sonra yükselir.
· Rüzgâr yönlerinde keskin değişimler olur,
Cephede mevcut basınç farkı rüzgârı doğurur. Bu rüzgâr cepheye paralel eser. Yönü ise kuzey yarım kürede saat yelkovanının tersi, güney yarım kürede saat yelkovanı istikametindedir.
· Yoğun bulut geçişi ve yağışlar olur,
Cephelerin karakteristik yağış ve bulutları mevcuttur. Hakikatte bulutlar ve yağışlar havanın içindeki nemliliğe ve cephenin eğimine bağlıdır. Bulutlar cephelerden yüzlerce mil mesafelere kadar uzanırlar, çünkü sıcak hava bütün cephe yüzeyi üzerinde yükselir. Meydana gelen yükselme ve soğuma dolayısıyla alçak bulutlar bizlere yağışları meydana getirir.
Cephelerin iki değişik tasnifi vardır.
· Coğrafik sınıflandırma
o Arktik cephe: arktik ve polar hava kütleleri arasındadır.
o Maritim arktik
o Continantal arktik
o Polar cephe: tropikal hava kütlesi ile polar hava kütlesi arasında oluşur.€
o İntertropikal cephe: kuzey ekvatoral ile güney ekvatoral hava kütleleri arasında oluşur.
· Kinamatik sınıflandırma
o Sıcak Cephe
o Soğuk Cephe
o Oklüzyon Cephe
Yer üzerinde bulunan soğuk hava kütlesinin üzerine sıcak hava kütlesi ilerliyor ve onun yerini alıyorsa bu iki hava kütlesinin arasındaki cepheye sıcak cephe denir.€ Sinoptik haritada kırmızı ile çizilirler.
Sıcak hava kütlesi soğuk hava kütlesi üzerinde yükselirken, soğur ve doyma noktası sıcaklığına yaklaşır. Meydana gelen geniş bir bulut tabakası cephe yüzeyi üzerinde 1000 mile kadar uzanır. Sirrüsler öncüdür. Bulutları yatay görünümlü stratüslerdir. Eğimli olarak biraz daha geride ve onun altında cirrostratüsler, ondan sonra alto stratüsler, ondan sonra nimbo stratüsler ve en altta stratüsler görülür. Yağışlar ortalama olarak 300 mil kadar cephenin önünde başlar. Yağışı nimbostratüsler bıraktığından bunları sıcak cephenin karakteristik bulutu olarak tanımlayabiliriz.€
Sıcak cephenin özellikleri;
2.4.1.2. Soğuk Cephe
Soğuk bir hava kütlesi ilerlerken önündeki sıcak hava kütlesini yukarı kaldırır ve onun yerini alır. Bu soğuk hava kütlesiyle sıcak hava kütlesinin arasındaki cepheye soğuk cephe denir. Sinoptik haritada mavi ile çizilirler.€
Bu cephenin eğimi sıcak cepheden fazladır. Eğimin fazla oluşu, havanın kolayca yükselmesini sağlamaktadır. Sıcak hava umumiyetle daha nemli olduğu için yukarı katlara çıkarıldığında soğur ve doyma sıcaklığına ulaştığı zaman taşıdığı nemin bir kısmını sağanak yağış şeklinde bırakır. Karakteristik bulutları kümülüform bulutlardır.
Soğuk cephe görünüşü ve meydana getirdiği meteorolojik olaylar bakımından (A) tipi ve (B) tipi soğuk cephe şeklinde ikiye ayrılır.
Bir sıcak cephenin geçişinde, arkadan daha hızlı gelen bir başka soğuk cephe ile arada oluşan cepheye Oklüzyon cephe denir.
Sıcak ve soğuk olmak üzere iki oklüzyon cephe tipi vardır.
Bir oklüzyonu meydana getiren soğuk cepheye ait soğuk hava kütlesinin sıcaklığı, sıcak cepheye ait soğuk hava kütlesinin sıcaklığından daha fazla olursa, soğuk cepheye ait hava kütlesi, sıcak cepheye ait hava kütlesine tırmanarak bu kütle üzerinde yükselmeye başlar. İşte bu durumda oluşan oklüzyona SICAK OKLÜZYON denir.
Bir oklüzyonu meydana getiren soğuk cepheye ait soğuk hava kütlesinin sıcaklığı sıcak cepheye ait soğuk hava kütlesinin sıcaklığından daha az olursa, soğuk cepheye ait soğuk hava kütlesi sıcak cepheye ait soğuk hava kütlesini iteleyerek yukarıya kaldırır ve dolayısıyla kendi üzerinde yükselmesini sağlar. İşte bu durumda meydana gelen oklüzyona da SOĞUK OKLÜZYON denir.
Hareketsiz cephelere istasyoner cephe denir. Bu cepheleri de diğer cepheleri meydana getiren farklı hava kütleleri meydana getirmektedir. Yalnız bunlar diğerleri gibi hareket etmezler. Yer değiştirmedikleri için bunlara ne sıcak ne de soğuk cephe diyemiyoruz. İstasyoner cephelerin çok az hareket edenleri vardır ki, bunlara İSTASYONERİMSİ CEPHE denilmektedir.
İstasyonerimsi cepheler gidiş yönlerine göre karakter değiştirmektedirler, bu nedenle bazen SICAK, bazen da SOĞUK cephe şeklini alırlar. Tabiatı ile bu durum cepheyi vücuda getiren soğuk ve sıcak hava kütlelerinin birbirlerine yapacakları etkilere göre değişmektedir.
Bu cephede hafif fakat devamlı yağışlar görülür ve yatay olarak teşekkül eden bulutlara sahiptir. Cephenin iki tarafından gayet güzel bir rüzgâr dönüşü bulunmaktadır. Sıcaklık ve Doyma noktası sıcaklıkları cephenin iki tarafında birbirine uymaz, bu yüzden hava kütleleri gayet net bir şekilde görülebilir.
Daha önce kısa sürede oluşan yüksek sıcaklık ve basınç değişimine göre yağış tahmini yapmayı öğrendik. Gerçekte bu kısa sürede yüksek sıcaklık ve basınç değişimleri cepheler nedeni ile oluşur. Hava kütlelerinin karşılaşması ile süratli yükselen rutubetli sıcak havanın süratli soğuması veya basıncın artması ile yağışlar oluşur eğer biz bulutları ve cepheleri tanıyabilirsek bunlardan kaynaklanabilecek yağışları da tahmin edebiliriz.
Yağış getiren bulutlar alçak bulutlardır. Nimbostratüs, kümülüs ve stratüs bulutları yukarıda görüldüğü gibi alçak bulutlardır. Bulutların nem yüklü olması onların görünüşlerinin kesif ve koyu gri olmasına sebep olur. Bu özellik bize öncelikli olarak yağış getirebilecek bulutların tanınmasında yardımcı olur. Nimbostratüs ve kümülünimbüslerin sıcak cephede oluşanlarının hafif, soğuk cephede oluşanlarının yoğun yağış, oklüzyon cephelerde oluşan stratüslerin çisenti veya hafif şeklinde cephe geçiş süresince yağışlar getirebileceğini yukarıda gördük.
Bulut ve cephelere göre yağmur tahmini yapmak için;
· Havadaki bulutlanma takip edilir.
· Bulutlar tanımlanır.
· Bulut cinsleri ve bulutlanma durumları jurnale kayıt edilir.
· Yağış getiren bulutların takibi jurnal kayıtlarından ve radardan yapılır.
· Semadaki değişimleri pratik tahminler çizelgesinden karşılaştırılır.
· Yağış yüklü bulutların yaklaşması ve semayı kaplaması halinde yağış tahminini geliştiriniz.
"Yazı, edinilen yeni bilgi, değişim ve yapılan yorumlar ile tekrar tekrar güncellenmektedir. Bu neden ile kopyalayıp almak yerine ihtiyacınız olduğunda tekrar açıp okumanızda yarar bulunmaktadır. Bu yazı her zaman burada olacaktır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder